Bir Tabağın İçine Sığan Miras: Müzeyyen Bağcı’nın Ulubey’den Türkiye’ye Uzanan Lezzet Yolculuğu
- @başarıhikayeleri0
- 14 Haz
- 2 dakikada okunur
Bir çocuğun hafızasında kalan tat bazen bir hayatın rotasını çizer. Müzeyyen Bağcı için bu tat, babaannesinin yaptığı “döndürme böreği”ydi. Yıllar sonra o tat, sadece sofralarda değil, bir işletmenin temelinde yeniden hayat buldu.

Bazen bir lezzet, çocukluk anılarına gizlenmiş bir hazine gibi, tüm hayatınızın yönünü değiştirebilir. Müzeyyen Bağcı için bu hazine, babaannesinin ellerinden çıkan, fırından yeni çıkmış döndürme böreğinin o eşsiz kokusu ve tadıydı. Yıllar geçse de, o lezzet Müzeyyen Hanım'ın zihninde hep canlı kaldı, ta ki bir gün onu sadece bir anı olmaktan çıkarıp, tüm Türkiye'ye yayılacak bir lezzet yolculuğunun başlangıcı yapana dek Bu yolculuk, annesi Naile Hanım'ın bilgeliği ve desteğiyle, Uşak'ın Ulubey ilçesinden feyz alarak başladı. Ulubey'in toprağından, tarihinden ve en önemlisi de kadınlarından ilham alan anne-kız, unutulmaya yüz tutmuş yöresel tarifleri yeniden canlandırma hayaliyle yola çıktılar. Bu hayal, bugün İzmir Bayraklı'da kapılarını aralayan ve kısa sürede damaklarda iz bırakan “Ulubey 1957” adını taşıyan sıcak bir işletmeye dönüştü.

Bir Tabakta Kadın Emeği ve Mirası
Müzeyyen Hanım, Ulubey 1957'yi sadece bir restoran olarak görmüyor; burası onun için bir mutfak atölyesi, bir kültürel mirasın bekçisi ve en önemlisi de kadın dayanışmasının filizlendiği bir yuva. Burada sunulan her lezzet, bir hikaye taşıyor. "Ebem Köftesi"nin ardında nesillerin birikimi, **"Kabaklı Döndürme"**nin her katmanında Ulubey'in bereketli toprakları, "Zini Hamursuzu"nun her lokmasında ise yörenin sıcak misafirperverliği saklı. Bu tarifler, endüstriyel mutfakların soğukluğundan uzak, tamamen doğal malzemelerle, anne eli değmişçesine özenle hazırlanıyor.
Ancak Ulubey 1957'nin en özel yanı, mutfağından servis elemanına kadar tüm kadrosunun kadınlardan oluşması. Müzeyyen Hanım'ın bu kararı, sadece istihdam yaratma arzusundan öte, üreten, birbirini destekleyen ve dayanışmayla büyüyen kadınların gücüne olan inancını yansıtıyor. Burada her kadın, sadece bir çalışan değil, aynı zamanda bu lezzet mirasının bir parçası, bir kültürel elçi.
Ulubey'den İzmir'e Uzanan Bir Umut Hikayesi
Müzeyyen Bağcı'nın girişimi, sadece damakları şenlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda Anadolu'nun derinliklerinden gelen bir samimiyet ve sıcaklığı İzmir'e taşıyor. Bu başarı hikayesi, bize bir kez daha gösteriyor ki; bir kadın azmettiğinde, çocukluğundan kalan bir tabak köftenin bile ardına sakladığı koca bir kültürü yaşatabilir. Ve bunu yaparken, ne samimiyetinden ne de köklerinden ödün verir. Müzeyyen Hanım'ın Ulubey 1957 ile yazdığı bu lezzet destanı, geleceğe umutla bakan, kendi ayakları üzerinde duran ve geleneklerini modern dünyayla buluşturan tüm kadınlara ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
コメント