“Sarı Mutluluklar”dan Hukuk Sahnesine: Hayriye Değirmenci Yadel’in İlham Veren Yolculuğu
- @başarıhikayeleri0
- 2 Haz
- 2 dakikada okunur
“Hayriye Değirmenci’ye Sarı Mutluluklar…”
Türk şiirinin yaşayan çınarlarından Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde birinci sınıf öğrencisi olan Hayriye Değirmenci Yadel’e imzaladığı Çocuk ve Allah adlı kitabına bu cümleyi yazmıştı.

Yıllar sonra o kitap, Hayriye Hanım’ın kitaplığından bir anda yere düşünce, bu özel anı yeniden canlandı. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “tarladaki buğdayları düşün, onlar sarıdır… bereketi temsil eder” diyerek yazdığı “Sarı Mutluluklar” cümlesi, sadece bir temenni değil, adeta bir yaşam pusulasına dönüşmüştü. Nitekim Yadel’in hem ilk arabası hem de kurucusu olduğu Değirmenci Marka Patent şirketinin logosu da yıllar sonra tesadüfen sarı olmuştu.
Hukukta Çok Yönlü Bir Kariyer
Akademisyen olma hayaliyle çıktığı yolda karşılaştığı görünmez engeller, onu farklı yönlere taşıdı. Avukatlıkla başlayan yolculuğu; marka ve patent vekilliği, bilirkişilik, arabuluculuk ve TOBB akredite Med-Arb hakemliği gibi birçok alana evrildi. 2007 yılında marka vekili olmasından itibaren bir hafta içinde kurduğu Değirmenci Marka Patent Ltd. Şti ile öncü çalışmalara imza attı. “Denizin kenarında durarak yüzme öğrenilmez, yüzmeyi öğrenmek için denize atlayacaksın” düşüncesinden hareketle "marka ve patent vekili bilirkişi ” olarak görev almaya başladı. 2003 yılında itibaren çeşitli kurum ve kuruluşlarda eğitmen olarak hukuki eğitimler vermeye başladı. Ancak kürsü hayali kalbinde sönmeyen bir ateş gibiydi.
Hayriye Değirmenci Yadel’in yıllarca içinde yanan akademisyenlik arzusu, zamanla meyvesini verdi. 2012 yılında Yaşar Üniversitesi İşletme Mühendisliği anabilim dalında yüksek lisans öğrencilerine fikri ve sınai haklar hukuku dersini vermek üzere teklif almıştı.
Ardından mezunu olduğu Dokuz Eylül Üniversitesinde Mühendislik Fakültesi öğrencilerine öğretim görevlisi olarak dersler vermeye başladı. “İlk göz ağrım” dediği üniversitenin kürsüsüne çıkmak, kapanan kapıların aslında başka yollarla yeniden açılabileceğini kendisine gösterdi.

Hukuku Sahneyle Buluşturan Anlatım Dili
Yadel’in çalışmalarının en dikkat çeken yönlerinden biri de hukuku klasik yöntemlerin dışına taşıması. Uzun yıllardır eğitimci kimliğiyle birçok kurumda seminerler veren Yadel, son iki yıldır sosyal medyada yepyeni bir yöntemle hukuk anlatıyor:
Ekip arkadaşlarıyla birlikte, hukuki konuları doğaçlama tiyatro ve hikâyeleştirme ile sahneliyor, ardından konuyu sade ve anlaşılır bir dille izleyicilere aktarıyor. Bu yöntem, özellikle gençler arasında büyük ilgi görüyor ve hukukun toplumdaki soğuk algısını kırıyor.
“Bilgi paylaştıkça çoğalır” anlayışıyla sosyal medyada aktif bir içerik üreticisine dönüşen Hayriye Değirmenci Yadel, hem eğlendiriyor hem de farkındalık yaratıyor.
“Hayat Hedef Değil, Renkleri Görmektir…”
Bugün geldiği noktada hem avukat, hem öğretim görevlisi, hem marka-patent vekili, hem de hukuk iletişiminin yaratıcı bir anlatıcısı olan Hayriye Değirmenci Yadel için tüm bu rollerin ortak bir anlamı var:
“Hayat hedefe ulaşmak değil, yolda karşılaştığın renkleri fark etmekmiş. Bazı şeyler zamanında değil, doğru zamanda gerçekleşir. Ve benim yolumun rengi: Sarı Mutluluklar.”
留言