Boş arama ile 785 sonuç bulundu
- Giresunlu terzi mesleğini 59 yıldır sürdürüyor
Karaman'da Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan (TKDK) yüzde 65 hibe desteği alarak kültür mantarı üretim tesisi kuran 43 yaşındaki Mevlüt Yüca, ayda ortalama 15 ton ürün satıyor. Giresun'un Dereli ilçesinde 59 yıldır terzilik yapan Mehmet Zenk, eline makası aldığı ilk günkü heyecanla mesleğini devam ettiriyor. Dereli ilçesinde yaşayan Zenk, 1966 yılında çırak olarak mesleğine adım attı. İlçenin en eski esnaflarından olan Zenk, çalışma azmi ve ustalığıyla yıllar içerisinde insanların beğenisini kazandı. Yarım asırdan fazla zamanı geride bıraktığı mesleğinde aynı titizlikle çalışan Zenk'in, gelişen teknolojiye rağmen ustalığını yansıttığı takım elbiselere olan ilgi halen devam ediyor. Zenk, aynı zamanda mesleğin inceliklerini öğrettiği oğlu Mehmet Zenk ile 37 yıldır da aynı iş yerinde makas sallıyor. Geçmişte terzilerin en yoğun iş yerleri arasında yer aldığını ifade eden Zenk, işini severek ve isteyerek yapmaya devam ettiğini söyledi. 1968 yılında ilçe merkezinde terzihane kurduğunu ifade eden Zenk, o tarihten bu yana ilçede mesleğini sürdürdüğünü belirtti. Zenk, geçen 59 yılda elinden makası hiçbir zaman bırakmadığına işaret ederek, "İlkokulu bitirdikten sonra önce lokantada çalıştım. 1966 yılında terziliğe başladım ve 1968 yılında kendi dükkanımı açtım. O gün bugün bilfiil çalışıyorum." dedi. "Alışmışım, ruhuma işlemiş bu meslek" Mesleğini hiçbir zaman bırakmayı düşünmediğini vurgulayan Zenk, "Alışmışım, ruhuma işlemiş bu meslek. Rüyamda dahi bu işi yapıyorum. O kadar ruhuma işlemiş durumda. Sabahları uyuyamıyorum. Her sabah 7'de kalkar saat 8'de dükkanı açarım. Akşam 5'e kadar çalışırım. Elimden geldiğince oğlumla beraber çalışıyorum. Elimden makasımı hiç bırakmadım." diye konuştu. Diktiği takım elbiselerin halen ilgi gördüğünü aktaran Zenk, "Daha çok erkek takım elbise üretiyoruz. Ceket, pantolon ve yelek tarzı. Bunun yanı sıra çeşitli tamir işleri yapmaktayız. Azalmasına rağmen halen takım elbise talepleri var. Bu bölgede takım elbise diken benden başka yok." dedi. Terziliği "altın bir meslek" olarak ifade eden Zenk, "Ben hep iki kalfa ile çalıştım ve talep vardı. Artık çırak yok. Gençler tercih etmiyor." ifadesini kullandı. Zenk, sağlığının el verdiği sürece mesleğini sürdüreceğini sözlerine ekledi. Mehmet Zenk'in oğlu İlyas Zenk ise babası ile 37 yıldır aynı iş yerinde çalışmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Hem baba hem de usta ilişkisi yaşadıklarını anlatan Zenk, "37 yıldır beraber çalışıyoruz. Kendisi benim ustam, babam. Beraber arkadaş gibi devam ediyorum." dedi.
- Devlet desteğiyle kurduğu tesiste ayda ortalama 15 ton mantar üretiyor
Karaman'da Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan (TKDK) yüzde 65 hibe desteği alarak kültür mantarı üretim tesisi kuran 43 yaşındaki Mevlüt Yüca, ayda ortalama 15 ton ürün satıyor. Yaklaşık 10 yıl inşaat mühendisi kadrosuyla memur olarak çalışan Yüca, 2021'de kamudaki görevinden istifa ederek mimarlık şirketi kurdu. Şirketinde TKDK'den destek almak isteyen yatırımcılar için mimarlık projeleri hazırlayan Yüca, verilen desteklerle önemli işletmeler kurulabildiğini görünce TKDK Karaman İl Koordinatörlüğüne başvurdu. Aldığı destekle Kazımkarabekir ilçesine 5 odalı mantar üretim tesisi kuran Yüca, destek kapsamında tesisin çatısına kurduğu güneş panelleriyle enerji ihtiyacının tamamını karşılamasının yanı sıra fazla enerjiyi de satarak önemli bir gelir de elde etti. Yüca, ilk başlarda tesis kurma planının olmadığını ancak hazırladığı projelerle kurulan işletmeleri görünce kararının değiştiğini söyledi. Tesiste 6 kadına iş imkanı sağladığını ve 2023 sonlarında faaliyete geçtiklerini belirten Yüca, şunları anlattı: "Çalışmayı seven bir yapım var. Devlet memurluğu süreci biraz yorucu ve hantal geldi. Daha çok çalışmak ve üretmek istedim. Tabii, mali kazanç elde etme düşüncesi de etkili oldu. Bir mimarlık şirketi kurdum. Müşterilerimize proje hizmeti sunmamızla kurumu tanımış olduk. Sonra baktık ki çok çeşitli hibe seçenekleri, çok çeşitli destekler var. Fırsatı görünce biz de başvurduk ve bu tesisi kurduk. Önce bir pazar araştırması yaptık. Bu alanda bir açık olduğunu fark ederek, mantar üretmeye karar verdik. Tesisimiz 5 odadan oluşuyor. Aylık 15 tondan yıllık yaklaşık 180 ton mantar üretiyoruz. Şu anda daha çok toptan satış yapıyoruz. Çünkü üretim miktarımız çok fazla. Marketlere ve pazarcılara da ürünlerimizi gönderiyoruz." "Hedefi olan herkes desteklerden faydalansın" Yüca, gıdanın asla bitmeyecek bir sektör olduğunu, iş kurmak isteyenlerin önce pazar araştırması yapması gerektiğini vurguladı. Tesisin kendi elektriğini ürettiğini aktaran Yüca, bunun önemli bir gider kalemini ortadan kaldırdığına dikkati çekerek, "Çatımızda 120 kilovatlık bir güneş enerji sistemi mevcut. Bizim aylık tüketimimizin tamamını karşılıyor. Bir o kadar da fazlamız oluyor. Enerji fazlasını sisteme satış yapan bir durumdayız. Dolayısıyla herhangi bir enerji bedelimiz yok. Mali olarak ciddi anlamda katkı sağlıyor. TKDK ulaşılamayan bir kurum değil. Hedefi olan, yatırım yapmak isteyen herkese desteklerden yararlanmalarını tavsiye ediyorum." dedi. TKDK Karaman Koordinatörü Dr. Özgür Öztürk de hayalleri olan bütün girişimcilere kapılarının açık olduğunu söyledi. TKDK Karaman Koordinatörü olarak kentin üretim yelpazesini genişletmek için çalıştıklarına işaret eden Öztürk, "TKDK olarak birçok sektöre destek veriyoruz. Bizim amacımız bölgemizde tarımsal üretimi çeşitlendirmek. İlimizde de bu yenilikçi tesislerin sayısını arttırarak tarımsal çeşitliliği arttırmayı hedefliyoruz. Şu anda IPARD III 7. başvuru çağrı ilanına çıktık. Bütün yatırımcıları TKDK il koordinatörlüklerine bekliyoruz." diye konuştu.
- Kahramanmaraşlı kadın girişimci atık talaşı sanat eserlerine dönüştürüyor
Kahramanmaraş'ta yaşayan 50 yaşındaki girişimci Hatice Saçmalı, hobi olarak başladığı ahşap oyuncak kursunda ortaya çıkan talaş tozlarını değerlendirme fikrini zamanla geliştirerek çevreci bir girişime dönüştürdü. Yaklaşık 9 yıl önce hobi olarak başladığı kursta, ahşap parçalarından oyuncak üreten Saçmalı, üretim sırasında çıkan talaş tozunu değerlendirmek istedi. Talaş tozunu doğal malzemelerle karıştırarak hamur kıvamına getiren Saçmalı, broş, kolye, küpe gibi süs eşyaları ile minyatür dekoratif ürünler üretmeye başladı. Çalışmalarını Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Servier Grup işbirliğiyle İhtiyaç Haritası Konteyner Yaşam Alanı'nda kurulan Kadın İş Geliştirme Merkezi'ndeki (KİGEM) atölyede sürdüren Saçmalı, AA muhabirine, hobisinin zamanla mesleğe dönüştüğünü ve bu durumdan memnun olduğunu söyledi. Ahşap kursunda aldığı eğitimle yola çıktığını belirten Saçmalı, şunları kaydetti: "Kursta zamanla kendi oyuncak tasarımlarımı yapmaya başladım. Üretim sırasında ortaya çıkan talaş tozlarını atmak istemedim, biriktirmeye başladım. 'Bu tozlarla ne yapabilirim?' diye düşünürken, en sevdiğim çiçek olan gülü yapmayı denedim. Farklı doğal karışımlar hazırlayarak hamur elde ettim ve bu hamurdan ilk gülü yaptım. Ortaya çıkan sonuç beni çok etkiledi. Ardından bu yöntemi geliştirip daha fazla ürün elde etmeye başladım." "İnovasyon projesi seçildi" Hediyelik ürünler yaparak özel siparişler almaya başladığını dile getiren Saçmalı, KİGEM'in bir yarışmasında 300 başvuru arasında çalışmalarının tek "inovasyon projesi" olarak seçildiğini ifade etti. Ahşabın her parçasını değerlendirmeye çalıştığını vurgulayan Saçmalı "Ahşap çok değerli ve doğal bir malzeme. Küçük parçaları maskot yapımında kullanıyorum, talaş tozunu ise sanata dönüştürüyorum. Bu malzemeden tablolar, güller, çiçek buketleri, tepsiler, kutu süslemeleri, yaka iğneleri, broşlar, küpeler ve takılar yapıyorum." dedi. Yoğun emek ve sabır gerektiren üretim sürecinin ardından ortaya çıkan ürünlerin beğeni topladığını belirten Saçmalı, "Ahşap tozundan yaptığımı duyunca çok şaşırıyorlar. Talepler oldukça güzel, her kesime hitap eden tasarımlar yapmaya çalışıyorum." ifadelerini kullandı. En büyük hayalinin kadınların istihdam edildiği bir ahşap atölyesi kurmak olduğunu dile getiren Saçmalı, "Kadınlara destek vermek ve onların üretimde yer almasını sağlamak istiyorum. Çünkü kadın mutlu olursa çocuk da mutlu olur." şeklinde konuştu.
- Emekli öğretmenin ahşap sevgisi çocuklara oyuncak oluyor
Trabzon'da 53 yaşındaki emekli öğretmen Gülen Deniz, yaşadığı apartmanın bodrum katındaki atölyede ürettiği ahşap oyuncaklarla çocukların el becerilerine ve zihinsel gelişimlerine katkı sağlamayı hedefliyor. Kentte 28 yıl makine ve tasarım teknolojisi öğretmeni olarak görev yapan Deniz, emekli olduktan sonra evinde hobi amaçlı ahşap oyuncak yapımına başladı. Yaşadığı apartmanın bodrum katını atölyeye dönüştüren Deniz, ahşap malzeme kullanarak denge blokları, otomobiller ve hayvan figürleri gibi çeşitli oyuncaklar üretti. Deniz, bazı kurumlarla iş birliği de yaparak çocuklara ahşap oyuncakların boyanması ve montajına yönelik eğitimler vermeye başladı. Çocukların el becerilerini artırırken onları oyuncak üretimi sürecine de dahil etmek istediğini belirten Deniz, sevdiği tasarımları yapmaktan büyük keyif aldığını söyledi. Şehirde zaman zaman farklı mekanlarda düzenlediği atölye çalışmalarına her yaştan çocuğun katılım sağlayabildiğini ifade eden Deniz, "Açıkçası çocuklar hem oyuncak üretiyorlar hem de kişisel gelişimlerine katkı sağlıyorlar." dedi. Deniz, ahşap denge blokları ile çocukların istedikleri oyunu oluşturabildiklerine işaret ederek, "Çocuklar doğayı tanıyabilecekleri materyallerle şehir kuruyorlar. Çocukların hem bilişsel hem de bedensel olarak motor becerilerini geliştirebilecekleri türden oyuncakları sınıflandırıyoruz. Her açıdan çocukların gelişimine katkı sağlayacak oyuncaklar üretmeye çalışıyorum." ifadesini kullandı. Çocukların gelişimleri için oyun oynamaları gerektiğini vurgulayan Deniz, ahşap denge bloklarının üretkenliklerini güçlendirdiğini belirtti. Deniz, çocukların bu oyuncaklarla binalar ve müzik aletleri gibi çok farklı şeyler oluşturabildiklerine değinerek, "Küçük yaş gruplarına uygun olan denge tahtalarımız var. Geometrik şekilleri tanıyabilmeleri için üçgenlerden, dikdörtgen ve prizmalardan denge blokları var. Kitap şeklinde kutumuzun içinde objeler var." dedi. Analiz sonuçlarına göre oyuncak üretimi Çocukların ilgi alanlarına göre özel siparişler de aldığını da aktaran Deniz, "Şimdi anaokullarıyla bir anket çalışması yapıyorum. Onların ihtiyaçları doğrultusunda bir analiz yapacağız. Sonuçlarına göre oyuncak üretmeye başlayacağız." diye konuştu. KOSGEB'in desteği sayesinde üretimde daha da cesaretli duruma geldiğini ifade eden Gülen Deniz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Baktım ki işi seviyorum, talep artıyor ve internet ortamında da satışlar ilgi görünce işi büyütmek istedim. KOSGEB kadın girişimcilere destek veriyordu. Bende bu doğrultuda proje yazdım ve değerlendirildi. KOSGEB bana destek vermeyi kabul etti. O sayede ben işimi geliştirmek için çok ciddi bir adım attım açıkçası. Seri üretim yapabilmek için makineler aldım. Şerit testereleri, torna tezgahı, toz toplama ve zımpara makinesi aldım. Bundan sonra işimi daha çok büyütmek için bir etkinlik merkezi kurmak istiyorum."
- Hatay'da depremzede kadınların el emeği ürünleri tüketiciyle buluşturuluyor
Hatay'ın Payas ilçesinde 6 Şubat 2023'teki depremler nedeniyle ara verdikleri kooperatif çalışmalarına Valiliğin desteğiyle yeniden başlayan kadınlar, el birliğiyle hazırladıkları yöreye özgü ürünleri satarak gelir elde ediyor. Kentin yöresel lezzetlerinin tanıtılması ve kadınlara gelir oluşturulması hedefiyle 2020'de Karbeyaz Mahallesi'nde Payas Emekçi Kadınlar Kooperatifi kuruldu. Kooperatif bünyesinde hazırladıkları ürünleri tüketicilerle buluşturan kadınlar, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle çalışmalarına ara verdi. Kadın üreticilerin desteklenmesi için Hatay Valiliğince başlatılan "Hayat Hatay Projesi"nin desteğiyle yeniden faaliyete geçen kooperatif, 17 üyeye ulaştı. Her gün kooperatifteki atölyenin yolunu tutan depremzede kadınlar, gül, turunç kabuğu, karpuz ve nar reçeli hazırlıyor. Çalışmalarında köknar kozalağı şurubu, nar ekşisi, tuzlu yoğurt ve salça gibi yöresel lezzetlere de yer veren kadınlar, proje kapsamında oluşturulan internet sitesi ve platformlar aracılığıyla sattıkları ürünlerden gelir elde ediyor. "Tonlarca sebze ve meyveyi işleyip 'Hayat Hatay' üzerinden satabiliyoruz" Payas Emekçi Kadınlar Kooperatifi Başkanı Aysel Erdem, kooperatifin hem kadınlara hem de çiftçilere katkı sağladığını söyledi. Tüketicilerin ürünlere ilgi gösterdiğini belirten Erdem, "İlk başlarda 300-400 kilogramlık ürünler alıyorduk. Şimdi tonlarca sebze ve meyveyi işleyip 'Hayat Hatay' üzerinden satabiliyoruz. Kooperatifi büyütüp daha fazla kadına istihdam sağlamayı hedefliyoruz." dedi. Erdem, kooperatiflerini yeniden işler hale getiren proje sayesinde kadınların hem depremin olumsuz etkilerinden uzaklaştığını hem de para kazandığını anlattı. "Burada öz güvenim yerine geldi" Kooperatif üyelerinden 38 yaşındaki Yeliz Kurt, reçel yapımında görev aldığını ifade ederek, "Burada öz güvenim yerine geldi. Yaptığımız reçelleri satıyor, aile bütçesine katkıda bulunuyoruz. Atölyede çalışırken kendimize geliyoruz ve arkadaşlarımızla güzel vakit geçiriyoruz." diye konuştu. 42 yaşındaki Ayşe Erol da atölyede mesai harcayarak depremin izlerini unutmaya çalıştığını, kazancıyla 4 çocuğunun eğitim masraflarını karşıladığını kaydetti.
- Meslek lisesi öğrencileri okullarda kullanılacak boyaları kendi markalarıyla üretiyor
Çatalca Arif Nihat Asya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, ilçedeki ve İstanbul genelindeki okullarda kullanılmak üzere kendi markalarıyla boya üretiyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün işbirliğinde okula kurulan boya atölyesinde, "Erguana" markasıyla iç ve dış cephe boyaları kazanlarda özel bir formülle hazırlıyor. Öğrencilere hem teknik beceri kazandıran hem de sanayiyle doğrudan temas imkanı sağlayan projeyle üretilen boyalar makinelerle paketlenip, kullanıma hazır hale getiriliyor. Lisenin müdürü Gürsel Ergün, AA muhabirine, okulun İTO ile protokolü olan 8 farklı bölümde öğrencileri hem mesleki eğitime hem de yükseköğretime hazırladığını söyledi. Boya üretimi projesinin İTO, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve okulun hamisi olan Silkcoat Boya'nın desteğiyle hayata geçirildiğini dile getiren Ergün, geçen yıl başlatılan proje kapsamında sektörün ihtiyaçları doğrultusunda adım atıldığını anlattı. Ergün, işbirliğinin öğrencilerin eğitimine önemli katkılar sağladığına dikkati çekerek, "Öncelikle Çatalca olmak üzere İstanbul genelinde okullarımızın iç ve dış cephe boya ihtiyacını karşılamasını hedefleyerek işe koyulduk." dedi. Kimya teknolojisi bölümü öğrencilerinin müfredat kapsamında ve üretim odaklı işbirliği içinde eğitim aldığını, boya üretimi için gerekli ham madde ve kazanların okula getirildiğini kaydetti. Öğrencilerin "Erguana" markası adı ve "eğitimin rengi" sloganıyla üretime başladığını vurgulayan Ergün, şöyle devam etti: "Kimya teknolojileri bölümümüzde boya üretimini yapma kararının ardından kendimize özgü bir isim olması konusunda hemfikir olduk. Hamimizle yaptığımız istişareler sonucunda boyamızın patent başvurusuna sahip olmasını istedik. Bu çerçevede de bir yarışma düzenledik. Yarışmamız tüm Çatalca'yı kapsıyordu, buna ciddi katılım oldu. Çatalca'nın simgesi erguvanın 'ergu'su ile Arif Nihat Asya'nın da baş harfleriyle oluşan 'ANA' kelimesiyle 'Erguana' ismi ortaya çıktı. Sonrasında slogan konusunda da yarım altın ve çeyrek altın ödüllü yarışma düzenleyip, patent başvurusunu yaptık." Okul müdürü Ergün, projenin sürdürülebilirliğini sağlamak adına döner sermaye başvurusunun da yapıldığının altını çizerek, bunun kabul edilmesi halinde çevreye katkısı olan üretimler yapacaklarını, öğrencilerin ufkunun açılacağını, istihdama yönelik ayakları üzerinde durabilecek şekilde yola devam edeceklerini anlattı. Atölyenin yirmişer kişilik gruplar için planlandığına işaret eden Ergün, ilerleyen dönemlerde öğrencilerin istihdama hazır bireyler olarak mezun olacağına inandığını, meslek liselerinin her geçen gün daha da önem kazandığını sözlerine ekledi. "Meslek lisesi mezunlarının iş hayatına bir an önce atılmaları gerekiyor" İTO Meclis Üyesi ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Akif Çolak, boya üretiminde 30 yılı aşkın deneyimi öğrencilere aktarmaktan memnuniyet duyduklarını söyledi. Çolak, okula her türlü desteği sağladıklarını, sürece maddi ve manevi katkı sunduklarını ifade ederek, İTO Başkanı Şekib Avdagiç'e de katkılarından dolayı teşekkür etti. Boya üretimindeki güncel formülleri öğrencilerle birebir paylaştıklarını dile getiren Çolak, şunları kaydetti: "Öğrencilerimizin kimya bölümü konusunda tercihlerini buradan yana yapmaları bizi de memnun eder. Buradan birkaç öğrenci şu anda bizde staj görüyor. Sektörde, mühendislikten ziyade daha çok usta ve teknik eleman mantığı var. İlla üniversiteye gitmeleri şart değil. Meslek lisesi mezunlarının direkt üretime ve ülkesine katkısı olması için iş hayatına bir an önce atılmaları gerekiyor. Biz de bunu burada meslek liseleriyle birlikte inşallah ikame edeceğiz." Öğrencilerden Mustafa Can Büke ise boya malzemelerini makineler yardımıyla işlediklerini, bunları kovalara tavan ve duvar boyası olarak ayrı ayrı paketlediklerini söyledi. Büke, projenin güzel bir girişim olduğunu belirterek, "Boyayı bizim yapmamız beni heyecanlandırıyor. Çünkü hem kendi okulumuzda hem de başka okullarda kullanılacağı için bu çok güzel bir his." dedi. "Burada çalışmak beni mutlu ediyor" Öğrencilerinden Yusuf Bıyık da öğretmenlerin kendilerine verdikleri formüllere göre boyaları önce kazanlara koyduklarını sonra da karışan boyaları paketlediklerini anlattı. Makinelerle boyaya vermek istedikleri rengi oluşturduklarını aktaran Bıyık, proje sayesinde Çatalca'da tanındıklarını ifade etti. Bıyık, gelecekte kimyager olmak istediğini kaydederek, "Burada çalışmak beni mutlu ediyor. Benim geleceğim için önceden bir hazırlık oluyor." diye konuştu.
- Seran Çetintaş: Güzellikten İlham, Bilimden Güç Alan Bir Başarı Hikayesi
Başarı, sadece bir meslek kazanmak değil; bir hayat duruşu sergilemektir. Diyetisyen Seran Çetintaş, genç yaşına rağmen Kuzey Kıbrıs’ta hem sağlıklı yaşamın hem de kadın girişimciliğin ilham veren isimlerinden biri oldu. Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü fakülte birincisi olarak tamamladı. Akademik başarısını, açtığı kliniğinde sağlıklı yaşamı destekleyen profesyonel hizmetlerle taçlandırdı. Aynı zamanda bir pilates eğitmeni olan Seran Hanım, spor ve beslenmeyi bir bütün olarak ele alıyor. Küçük yaşlardan itibaren sporla iç içe bir yaşam süren Çetintaş, Kuzey Kıbrıs Milli Voleybol Takımı'nda ülkesini temsil etmiş, pek çok şampiyonluk yaşamış güçlü bir sporcu geçmişine sahip. 2021 yılında katıldığı Miss North Cyprus güzellik yarışmasında dereceye girerek zarafeti ve özgüveniyle de dikkat çeken Seran, kardeşlik duygusunu ise 6 Şubat depreminde kaybettiği abisi için paylaştığı dokunaklı mesajla yüreklerimize kazıdı. “Ozi’nin başladığı her işi sonuna kadar sürdüreceğim” diyerek hayata daha da sıkı tutundu. Güzelliği, zekâsı, disiplini ve güçlü duruşuyla hem mesleğinde hem yaşam yolculuğunda örnek olmaya devam ediyor.
- Suskun Şair’den Gönüllere Yolculuk: Eyüp Yelgen’in İlham Veren Hikayesi
Şiiriyle kalplere, kitaplarıyla köy okullarına ulaşan; motorun üzerinde, kelimelerin izinde bir adam… Eyüp Yelgen sadece bir yazar değil, bir yol açıcı. Eyüp Yelgen, Çankırı’nın Bayramören ilçesine bağlı Koçlu köyünde doğdu. Küçük yaşta çobanlık yaparak başladı hayata… Herkesin ‘boş iş’ dediği hayallere tutundu, kimsenin inanmadığı yolda yürüdü. Şair, yazar, sporcu ve sosyal sorumluluk gönüllüsü olan Yelgen, çok yönlü bir başarı hikayesinin adı. Çankırı’nın bir köyünde doğan ve 9 yaşından bu yana şiirle yaşayan Yelgen, bugün kitaplarıyla raflarda, projeleriyle gönüllerde yer edinmiş bir isim. "Suskun Şair" mahlasıyla tanınan Yelgen, “Aşkın Seyri” ve “Her Kalp Bir Şehirdir” adlı kitaplarıyla şiirseverlerin kalbine dokundu. Şimdi ise yeni eseri ''Şairmotovlog'' ile motosiklet tutkusunu, aldığı ileri sürüş eğitiminin bilgilerini, yol anılarını ve motivasyon dolu maceralarını bir araya getirerek motor tutkunlarının ilgisini çeken bir çalışmaya imza attı. Eyüp Yelgen’in başarıları yalnızca edebiyatla sınırlı değil. O aynı zamanda bir motor tutkunu, aktif bir dövüş sporcusu ve eğitim gönüllüsü. 2024 yılında “Yılın En Başarılı Şairi” ödülüne layık görülen Yelgen, sosyal medya üzerinden yürüttüğü Şairmotovlog hesabı aracılığıyla köy okullarına kitap desteği veriyor. Bu duyarlı projesiyle, sadece kitap değil; umut ve ilham da gönderiyor. D&R gibi büyük satış platformlarında en çok aranan yazarlar arasında yer alırken, imza günlerinde uzun kuyruklar oluşturuyor. Kendi kütüphanesindeki kitapları dahi ihtiyacı olanlara ulaştıran bu gönül insanı, “Amacım maddi kazanç değil; daha çok insana ulaşmak,” diyor. Edebiyata, eğitime ve sosyal dayanışmaya adanmış bir hayat… Eyüp Yelgen; şiirle yola çıktı, sevgiyle ilerliyor.
- AYŞEGÜL BANU ŞAHİN – KENDİ HİKÂYESİNİN KALEMİ
Bir yazar… bir anne… bir girişimci… ve bir ilham kaynağı: Ayşegül Banu Şahin. Evli, iki çocuk annesi. Aynı anda hem Kanada, hem Amerika, hem Türkiye deneyimi taşıyan bir kadın… Hayatı dışarıdan sakin görünse de, yakından tanıyanlar için bu hayat; mücadele, üretim ve dönüşümle dolu. Yıllarca Türkiye’de işletmecilik yaptı. Ardından cesaretini bavuluna koyarak Amerika’ya gitti. Burada kendi restoranını açtı. Bugün o restoranı oğlu işletiyor. Ayşegül Banu ise artık kaleminin peşinden gidiyor… İlk romanı “Bitti Dediğim Yerden - Hercai”, ardından “Gecenin Ayak Sesleri”, “Canparem Kanada’ya Uçuyor” ve kadınlara adanmış “Kadın Olma Sanatı” üçlemesi… Her biri binlerce okura dokundu. Özellikle kadınların yaşadığı içsel çatışmaları, umutlarını, yeniden ayağa kalkışlarını satır satır hissettirdi. Yazarlık kariyerindeki bu hızlı yükseliş, 2024 yılında aldığı "Yılın En İyi Çıkış Yapan Yazarı" ödülüyle taçlandı. Ayşegül Banu Şahin, yaşamın sıradan görünen anlarını edebiyatla dönüştüren, azim ve üretkenliğiyle ilham veren bir kadın yazar. Bugün hâlâ üretmeye devam ediyor. Yakında yeni kitabı “İvaz” raflarda olacak. Ayşegül Banu Şahin, “Benim hayatım ilham verici değil” dese de… Onun hikâyesi, “Bitti” denilen yerden nasıl başlandığını bilenlere çok şey anlatıyor. Sessiz ama derin bir ilhamın adı… Ayşegül Banu Şahin.
- Başarı Tesadüf Değil: Onur Yalçın’ın Makasla Yazdığı Hikâye
1998 Ordu doğumlu genç kuaför Onur Yalçın, 11 yaşındayken başladığı kuaförlük macerasını bugün İstanbul Maltepe'deki ödüllü salonuyla taçlandırdı. Nevşehir’de aldığı ilk deneyimden sonra 2017’de İstanbul’a taşınarak kendini geliştiren Yalçın, 2020’ye gelindiğinde Maltepe bölgesinin en kaliteli erkek bakım adresi olarak dikkatleri üzerine çekti Henüz 11 yaşındayken bir kuaför salonunun kapısından içeri girdi. Elinde makas yoktu ama içinde büyük bir tutku taşıyordu. Ordu doğumlu Onur Yalçın, Nevşehir’de çırak olarak başladığı kuaförlük yolculuğunu; disiplin, eğitim ve kararlılıkla Türkiye’nin en başarılı erkek kuaförlerinden biri olma noktasına taşıdı. 2017’de İstanbul’a geldiğinde cebinde sadece hayalleri vardı. Ancak o, işine tutkuyla sarıldı. Eğitimler aldı, gelişime açık oldu. 2020’de Maltepe’de açtığı salon, kısa sürede bölgenin en çok tercih edilen adreslerinden biri haline geldi. Çünkü o, her müşterisini bir ‘proje’ gibi gördü; kişiye özel saç ve sakal tasarımlarıyla fark yarattı. 2023 yılı ise onun için bir dönüm noktasıydı. Girdiği her kesimdeki titizlik, müşteri memnuniyetine verdiği önem ve stil yaratmadaki yeteneği, ona “Yılın En Başarılı Erkek Kuaförü” ödülünü getirdi. Bu ödül, sadece bir başarı belgesi değil; Onur Yalçın’ın yıllardır sessizce inşa ettiği ustalığın, kamuoyunda takdir görmesiydi. Bugün 15 binden fazla takipçiye sahip bir marka, bir stil ikonu ve genç kuaförlere rol model. Onur Yalçın, sadece saç kesmiyor; bir hikâye yazıyor, bir özgüven inşa ediyor. Başarıyı tesadüflere değil, alın terine, vizyona ve sadakate borçlu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
- Mühendis çift, girişimcilere ve firmalara iş karavanları üretiyor
Kocaeli’de yaşayan makine mühendisi Segah Sağra Öztüre ve elektrik-elektronik mühendisi eşi Levent Öztüre, girişimcilere ve firmalara özel tasarımlarla çeşitli iş kollarında kullanıma uygun karavan üretiyor. Arkadaşlarına hediye ettikleri karavanda kalite sorunları yaşamaları üzerine "Biz daha iyisini yaparız" diyerek girişimde bulunan Öztüre çifti, Başiskele ilçesinde 750 metrekarelik bir atölyede üretime başladı. Bir buçuk ayda tamamladıkları ilk karavanı defalarca gözden geçirerek istedikleri kaliteye ulaştıran mühendis çift, ilk siparişlerini Gaziantep’te faaliyet gösteren bir kafeterya zincirinden aldı. Artan talepler üzerine imalat kapasitelerini genişletip 4 ay içinde kapalı alanı 1250 metrekare olan yeni bir imalathaneye taşınarak ekibini güçlendiren çift, Amerikan tarzı vagon tipi, tamamen sac ve profil kullanılarak üretilen karavanlarla çeşitli projelere imza attı. İstanbul ve farklı illerdeki marinalarda satış kümeleri oluşturan çift kafeterya, dondurmacı, kuaför, burgerci, el yapımı ürün satışı, mobil ofis ve showroom gibi farklı kullanım alanlarına yönelik kişiye özel iş karavanları tasarlayarak girişimcilere taşınabilir çözümler sundu. "Bir akşam kahve içerken karar verdik" Firmanın yönetim kurulu başkanı ve makine mühendisi Segah Sağra Öztüre, AA muhabirine, daha önce iş karavanı üretimi gibi bir planlarının olmadığını söyledi. Bir arkadaşlarına karavan hediye etmek istediklerini anlatan Öztüre, başka bir şehirden aldıkları ürünün yağmur suyu aldığını belirten Öztüre, "Gerçekten çok mahcup olduk. O akşam evde eşimle balkonda kahve içerken 'Biz bunun daha iyisini yaparız' dedik. Eşim projeyi çizdi, ertesi gün bir fabrika kiraladık. Sonrasında kendimizi bu sürecin içinde bulduk." dedi. Öztüre, karavanın her aşamasında birlikte çalıştıklarını, tamamen sacdan, profil ve kaynakla üretim yaptıklarını, gıdaya uygunluğu için de iç kaplamada paslanmaz sac kullandıklarını anlattı. "Bizde hiçbir şeyin eğri olmaması gerekir. Her şey ölçüsünde ve nizami olmalı. Ürünün 1-2 yıl değil, 5-10 yıl hatta daha uzun süre kullanılabilir olmasını hedefliyoruz." diyen Öztüre, üretim sonrası bakım ve servis konusunda da müşterileriyle sürekli iletişimde olduklarını kaydetti. Öztüre, gün içinde işlerini hallettikten sonra imalathanede eşine destek olduğunu, iç kaplama ve perçinleme gibi işlemleri bizzat kendisinin yaptığını sözlerine ekledi. "Karavan sadece ürün değil, çözümdür" Levent Öztüre de sadece araç değil, kullanıcıya özel çözümler sunduklarını, elektrik altyapısından su tesisatına, dış cepheden iç tasarıma kadar her ayrıntıyla yakından ilgilendiklerini söyledi. Tüm üretimin el işçiliğiyle ve kalıp kullanılmadan gerçekleştirildiğini belirten Öztüre, "Kullanım sırasında sorun yaşanması halinde, kaynak biz olalım ya da olmayalım, satış sonrası desteğimizi sürdürüyoruz." diye konuştu. Öztüre, ürünlerinin Avrupa standartlarına uygun belgelendirmeyle üretildiğini aktararak Hollanda ve Almanya başta olmak üzere, yurt dışından bazı firmalarla temas halinde olduklarını, kısa süre içinde Avrupa’ya ihracat yapmayı hedeflediklerini dile getirdi. Bugüne kadar verdikleri tüm karavanların Türkiye’de bilinen, güvenilir markalara teslim edildiğini dile getiren Öztüre, "Sezonluk değil, uzun ömürlü ürünler üretiyoruz. İş yapmaktan vazgeçilse bile aynı karavan yaşam karavanına dönüştürülebiliyor yani karavan sizinle yaşamaya devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu. İlk karavanı 1,5 ayda tamamladıklarını anlatan Öztüre, sonraki üretimlerde bu sürenin giderek azaldığını ve artık 15-20 gün arasında sıfır hatayla karavan üretebildiklerini ifade etti. "Mobil mutfak yatırımı daha ekonomik" Zincir hamburger markasının işletmecisi Yasin Okan ise Kocaeli ve Sakarya’daki mağazaları için alternatif yatırım modelleri aradıklarını, çeşitli festivallere mobil mağazalarla katıldıklarını anlattı. Öztüre çiftiyle tanışarak projelerini incelediklerini aktaran Okan, "Franchise mağaza kurulumları çok yüksek maliyetli. Mobil mutfaklar, daha ekonomik ve taşınabilir bir çözüm sunuyor. Sadece hamburger değil, tantuni, tatlı ve kahve konseptlerini de bu projelerle sahaya çıkarabilir miyiz, onu planlıyoruz." ifadelerini kullandı.edyada sunduğu ücretsiz bilgi ve ritüellerle de geniş kitleleri bilinçlendirmeye devam ediyor. Bu alandaki etkileyici başarıları, 2024 yılında taçlandırıldı: İlkim Su Derin, “Uluslararası En İyi Tarot Danışmanı” seçildi. Bu unvan, hem Türkiye’de hem de dünyada onun adını duyurdu.
- İlkim Su Derin – Spiritüel Bilgeliğin ve Kadın Gücünün Parlayan Sesi
Anneannesinden miras aldığı güçlü hislerle çıktığı yolda, bugün hem spiritüel dünyanın hem de sahnelerin yıldızı… İlkim Su Derin, Türkiye’de başlayıp uluslararası arenaya taşan başarı hikayesiyle binlerce kişiye rehberlik ediyor. İlkim Su Derin’in hikayesi; içsel gücünü keşfetmiş, onu bilgiyle harmanlamış ve binlerce insana umut olmuş bir kadının ilham verici yolculuğudur. İstanbul’da doğan İlkim, gazetecilikle başladığı eğitim serüvenine İnsan Kaynakları Yönetimi, İlişki ve Evlilik Danışmanlığı, Cinsel Terapi, Din ve Aile Rehberliği, Bioenerji, Aile Dizilimi ve Karma Astroloji gibi birçok alanda uzmanlıklar ekleyerek devam etti. Bu çok yönlü eğitimi, onun danışmanlık alanında özgün ve etkili bir rehber olmasını sağladı. Anneannesinden miras aldığı güçlü sezgileri, aileden gelen ruhsal yatkınlıkla birleşince; İlkim’in yolu spiritüel danışmanlığa yöneldi. Kurucusu olduğu FalPortal.com.tr platformu kısa sürede büyük bir kitleye ulaştı. Burada verdiği tarot, astroloji ve ritüel danışmanlıkları; yüzlerce insanın hayatına ışık tuttu. Üstelik yalnızca bireysel danışmanlıkla değil, sosyal medyada sunduğu ücretsiz bilgi ve ritüellerle de geniş kitleleri bilinçlendirmeye devam ediyor. Bu alandaki etkileyici başarıları, 2024 yılında taçlandırıldı: İlkim Su Derin, “Uluslararası En İyi Tarot Danışmanı” seçildi. Bu unvan, hem Türkiye’de hem de dünyada onun adını duyurdu. Ancak İlkim’in ışığı yalnızca spiritüel dünyada parlamıyor. Zarafeti ve duruşuyla dikkat çeken İlkim Su Derin, 2025 yılında düzenlenecek İtalya merkezli Miss Europe Güzellik Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı. Spiritüel bilgelik ile dış güzelliği bir araya getiren İlkim, böylece sahnede de kendi kimliğini gururla taşıyor. Yazar kimliğiyle de dikkat çeken İlkim Su Derin, 2021 yılında yayımladığı ilk kitabı “Bir Ölünün Satırları” ile içsel derinliğini edebiyatla buluşturdu. Duygusal, felsefi ve spiritüel katmanlarla örülü bu eser; okurlarına hem düşünsel hem duygusal bir yolculuk sunuyor. Aydın’a taşındıktan sonra kızıyla birlikte sade ama dolu dolu bir yaşam süren İlkim, her sabah yeniden uyanarak takipçilerine seslenmeye, hissettiklerini paylaşmaya ve bilgeliğini çoğaltmaya devam ediyor. Bugün 100 binin üzerinde takipçisiyle sosyal medyada aktif olan, danışmanlık verdiği yüzlerce insanın kalbine dokunan ve hem sahnede hem ruhta ışıldayan bu kadın; Türkiye’nin modern zamanlardaki ilham veren figürlerinden biri olarak yükselmeye devam ediyor.











