top of page

Boş arama ile 783 sonuç bulundu

  • Yüksekova'da Çiftçilikle 10 Çocuğunu Meslek Sahibi Yapan Baba

    Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Hamza Onat, 40 yıldır süren çiftçilik kariyerinde hem zorluklara göğüs germeyi başardı hem de 10 çocuğunu eğitimli bireyler olarak yetiştirmeyi başardı. Kadıköy köyünde yaşayan Onat, yıllarca hem tarım yaparak hem de kendi bahçesine arı kovanları ekleyerek geçimini sağladı. Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Hamza Onat, 40 yıldır süren çiftçilik kariyerinde hem zorluklara göğüs germeyi başardı hem de 10 çocuğunu eğitimli bireyler olarak yetiştirmeyi başardı. Kadıköy köyünde yaşayan Onat, yıllarca hem tarım yaparak hem de kendi bahçesine arı kovanları ekleyerek geçimini sağladı. Onat'ın çocukları, aldığı eğitimle çeşitli mesleklerde başarılı oldu: 4'ü doktor, 3'ü öğretmen, 2'si mimar ve biri mühendis olarak hayatlarına devam ediyor. Hamza Onat, "Hiç yılmadan çalıştım, 10 çocuğumu meslek sahibi yaptım," diyerek çiftçiliğin yanı sıra eğitimdeki başarısını vurguladı. Yüksekova'da Çiftçilikle 10 Çocuğunu Meslek Sahibi Yapan Baba Yüksekova İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Emin Yiğit, Onat'ı ziyaret ederek çiftçilik ve aracılıkta gösterdiği başarıdan dolayı tebrik etti. Onat, “Ben artık 69 yaşına geldim ve 10 çocuk babasıyım. Meslek olarak çiftçiliği seviyorum ve köyümü de çok seviyorum. 200 dönüme yakın arazim var ve her sene bıkmadan ekim yapıyorum. Bahçemde 20'den fazla değişik meyve ağacı var ve tüm sebze ürünlerini kendi bahçemden temin ediyorum,” dedi. Onat, çocuklarını çiftçilikle besleyip büyüttüğünü belirterek, “Çocuklarımı okutup hepsini meslek sahibi yaptım. 4’ü doktor, 3’ü öğretmen, 2’si mimar, 1’i mühendis olarak hayatlarını kurdular. Ben bundan dolayı çok mutluyum. Allah herkese bu şansı nasip eylesin,” diye konuştu.

  • Türk Şirketi Elektroteks, Almanya'nın 152 Yıllık Dev Şirketini Satın Aldı!

    Bursa merkezli yatak üreticisi Elektroteks, uluslararası alandaki başarısına büyük bir adım daha ekledi. 140 ülkeye ihracat yapan Türk şirketi, Almanya'da 1872 yılından bu yana kapitone makineleri üreten köklü Mammut firmasının %100 hissesini satın aldı. Bu önemli gelişme, Türkiye’nin üretim gücünü global arenada bir kez daha gösterdi. Elektroteks’in sahibi Osman Güler, bu satın almayla birlikte firmanın yeni bir boyut kazandığını ve başarılarını uluslararası alanda taçlandırdığını ifade etti. Güler, “Dünyada yatak üretim makinelerinde lider konumdayız. Almanya'da Mammut gibi köklü bir markayı satın almak, Türkiye için büyük bir gurur kaynağı" diyerek, bu stratejik hamlenin önemini vurguladı. Avrupa pazarında daha fazla yayılma hedefleri olduğunu belirten Osman Güler, bu tür satın almaların Türkiye'den Avrupa'ya doğru genişletilmesi gerektiğini dile getirdi. Tebrikler Elektroteks! Bu büyük başarı, hem Türkiye’ye hem de dünyaya daha büyük zaferlerin kapısını aralıyor.

  • Aleyna Doğan: Sağlık ve Sanatın Kesişiminde Parlayan Bir Yıldız

    Aleyna Doğan, 11 Temmuz 2001 tarihinde Sarıyer İstanbul'da doğdu ve genç yaşında hem sağlık hem de sanat alanında önemli başarılara imza attı. Nişantaşı Üniversitesi'nde Cerrahi Ameliyathane Teknikerliği ve Hemşireliği bölümünden mezun olan Aleyna, şu anda İstanbul Aydın Üniversitesi'nde Odyoloji uzmanlığı eğitimi alıyor. Ancak onun yetenekleri ve ilgileri yalnızca tıp alanıyla sınırlı değil. Aleyna, aynı zamanda modellik, mankenlik ve oyunculuk kariyerini de başarıyla sürdürüyor. Peki, Aleyna Doğan Kimdir? Nereli, Ne iş yapar haberimizde yer almaktadır. Bilim ve Sanat Dünyasında Düzgün Kişiliğiyle Öne Çıkan Genç Yetenek: Aleyna Doğan, genç yaşına rağmen hem akademik başarıları hem de sanatsal yetenekleriyle dikkat çekiyor. 11 Temmuz 2001 tarihinde İstanbul’da doğan Aleyna, Cerrahi Ameliyathane Teknikerliği ve Hemşireliği bölümlerinden mezun olduktan sonra İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Odyoloji uzmanlığına devam ediyor. Ancak yalnızca bu alandaki başarılarıyla değil, aynı zamanda modellik ve oyunculuk kariyerindeki adımlarıyla da göz dolduruyor. Aleyna, Türkiye’yi uluslararası platformlarda temsil ederek büyük bir başarıya imza attı. 2023 yılında Miss Planet International yarışmasında Türkiye’yi temsil eden ilk model olma unvanına sahip olan Aleyna, aynı yıl Best Model of Turkey yarışmasında Doğu Anadolu güzeli seçildi. Bu başarılarıyla modellik kariyerinde sağlam bir yer edinen genç yetenek, aynı zamanda "Kardeşlerim", "Kan Çiçekleri" ve "Bir Sevdadır" dizilerinde oyunculuğu ile de beğeni topladı. Hem sağlıkçı kimliği hem de sanatsal yönüyle öne çıkan Aleyna Doğan, başarıları kadar düzgün kişiliğiyle de çevresindeki herkesin takdirini kazanıyor. Sıcak ve samimi tavırlarıyla tanınan Aleyna, kariyerindeki bu yükselişi güçlü karakteri ve disipliniyle pekiştiriyor. Profesörlük yolunda emin adımlarla ilerlerken, aynı zamanda modellik ve oyunculuk kariyerine de devam eden Aleyna’nın başarı dolu yolculuğunu takip etmek heyecan verici. Aleyna'nın modellik kariyeri, Miss Planet International 2023 yarışmasında Türkiye'yi temsil ederek büyük bir dönüm noktasına ulaştı. Bu yarışmada Türkiye'den seçilen ilk model olan Aleyna, aynı yıl Best Model of Turkey 2023'de Doğu Anadolu güzeli seçildi. Ayrıca, birçok yerli ve uluslararası dergide kapak modelliği yaptı ve moda dünyasında adından sıkça söz ettirdi. Oyunculuk kariyerinde de hızla yükselen Aleyna, Kardeşlerim, Kan Çiçekleri ve Bir Sevdadır gibi popüler dizilerde konuk oyuncu olarak yer aldı. Kardeşlerim dizisinde, Asiye karakterinin vefat ettiği sahnede hemşire rolüyle dikkatleri üzerine çekti. Bu performansıyla yapımcıların ilgisini çeken Aleyna, oyunculuk yeteneğiyle ardı ardına yeni projeler için teklifler almaya başladı. Aleyna Doğan, sadece ekranlarda değil, bilim dünyasında da hedefleri olan bir isim. Odyolog olarak kariyerine devam ederken, yüksek lisans ve doktora yaparak bilim insanı olmayı ve profesörlüğe kadar yükselmeyi planlıyor. Sağlık alanındaki bilgisi ve sanata olan tutkusu, ona çok yönlü bir kariyer inşa etme fırsatı tanıyor.Aleyna'nın hayatı, mesleki başarıları ve sanatsal tutkularıyla dolu. Hem sağlık alanındaki uzmanlığı hem de sahne ışıkları altındaki parlayan performansları, onun çok yönlü bir yetenek olduğunu kanıtlıyor. Bu başarı hikayesi, genç yaşına rağmen birçok alanda iz bırakan ve gelecekte daha büyük başarılara imza atmaya kararlı bir yıldızın hikayesidir. Aleyna Doğan, sağlık ve sanatın kesişiminde parlayan bir isim olarak yoluna emin adımlarla devam ediyor.

  • Elazığ'ın Yükselen Yıldızı: Aile ve Kariyer Danışmanı Bigem Varol

    Bireysel Gelişim Eğitim Merkezi Kurucusu, İlişki Danışmanı ve Mualla Tatlı Krallığı - Premium Chocolate'ın Başarılı Yöneticisi Elazığ’da danışmanlık alanında adından sıkça söz ettiren Aile ve Kariyer Danışmanı Bigem Varol, sunduğu geniş hizmetlerle profesyonelliğini kanıtlıyor. İlişki, evlilik ve aile danışmanlığı konularında güçlü bir danışmanlık hizmeti sunan Varol, bireysel danışmanlık alanında da oldukça etkili bir isim. İlişki krizleri, boşanma süreçleri ve aldatma gibi zorlu konularla ilgili danışmanlık verirken, danışanlarına duygusal ve sosyal destek sağlayarak yaşamlarını yeniden yapılandırmalarına yardımcı oluyor. Bigem Varol, çift danışmanlığı ve cinsel danışmanlık gibi konularda uzmanlaşmış olup, yaşanan sorunların kökenine inerek çözüm odaklı yaklaşımlar sunuyor. Aldatma sonrası güvenin yeniden inşa edilmesi gibi hassas süreçlerde çiftleri başarılı bir şekilde yönlendiren Varol, aile içi ilişkilerin sağlıklı bir zeminde ilerlemesi için çalışıyor. Aynı zamanda bireysel danışmanlık hizmetlerinde kişisel gelişim, depresyon ve kaygı gibi psikolojik sorunlarla baş eden bireylere de destek sunarak yaşam kalitelerini artırıyor. Varol'un başarıları bununla sınırlı değil. Elazığ'da Bireysel Gelişim Eğitim Merkezi'nin kurucusu olarak eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunan Varol, aynı zamanda Mualla Tatlı Krallığı - Premium Chocolate’ın yöneticiliğini yaparak iş dünyasındaki başarısını sürdürüyor. Bu çok yönlü girişimcilik ile hem danışmanlık hem de ticaret alanında güçlü bir profil çiziyor. Ayrıca Varol, Doping Hafıza Eğitim Koçu olarak eğitim alanında da etkili bir rol üstleniyor. Ucim (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) Elazığ Yapılanma Sorumlusu ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olarak, toplumsal alanda da farkındalık yaratıyor. Son dönemlerde artan şiddet ve istismar olaylarına karşı aktif bir mücadele veren Varol, kadın ve çocukların haklarını savunmada önemli bir rol üstleniyor. Varol’un danışmanlık hizmetleri arasında dikkat eksikliği müdahalesi, disleksi programları, otizm ve çocuk psikolojisi gibi alanlar yer alıyor. Eğitim ve kariyer koçluğu gibi konularda da bireyleri profesyonel hayatta destekleyen Varol, bireylerin hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarında başarılı olmalarına yardımcı oluyor. Bigem Varol, geniş bir danışmanlık ağıyla sadece Elazığ’da değil, Türkiye genelinde birçok kişiye rehberlik ederek danışanlarının hayatlarına dokunuyor. Hem profesyonel hem de sosyal yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları aşmalarında destek sunarak, yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor. Uzmanlığı, deneyimi ve girişimci ruhuyla, danışmanlık alanında fark yaratmaya devam ediyor.

  • Üniversite mezunu kadın devlet desteğiyle küçükbaş hayvan çiftliği kurdu

    Karaman'da bir çocuk annesi üniversite mezunu Sümeyye Teber, devlet desteğiyle kurduğu 70 küçükbaşın bulunduğu çiftliğindeki hayvan sayısını artırarak üretime daha fazla katkı sağlamak istiyor. Erciyes Üniversitesi Safiye Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Laborant ve Veteriner Sağlık Bölümünden 2015'te mezun olan Teber, 4 yıl çağrı merkezinde çalıştı. Emekli olan babasının Kızık köyüne yerleşmesiyle yıllardır hayalini kurduğu koyun yetiştiriciliğine başlamaya karar veren Teber, 2023'te Tarım ve Orman Bakanlığının Kırsal Kalkınmada Uzman Eller projesiyle aldığı 250 bin liralık hibe desteğiyle 51 koyun ve 2 koçtan oluşan çiftlik kurdu. Kısa sürede hayvan sayısını 70'e çıkaran Teber, günlerini ailesiyle yaşadığı köydeki evinin ağılında hayvanlarının bakımını yaparak geçiriyor. "Sürüyü yüzde 50 artırmayı hedefliyor" Teber, sevdiği işi yaptığı için mutlu olduğunu, İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün bu süreçte kendisini hiç yalnız bırakmadığını söyledi. Hayvancılığın zorluklarının yanında birçok güzelliğinin de bulunduğunu anlatan Teber, zorlukları aldığı eğitim ve genç bir yetiştirici olduğu için kolay aştığını dile getirdi. Teber, insanın kendi işini yapması kadar mutluluk verici başka bir şey olmadığını belirterek, şöyle konuştu: "Hayvanların içinde ve onların yakınında olmak çok güzel. Şu anda koyunlarımızın neredeyse tamamı gebe. Hepsinden kuzu bekliyoruz. En az yüzde 30-40 ikiz gebelik bekliyoruz. Bu sene sürümüzü yüzde 50 artırmayı planlıyoruz. Özellikle sürümü genç tutarak daha da çoğaltacağım. 3 yıla kadar bu sürüyü 250 dişiye çıkartmayı planlıyorum. Hayvanları günde 2 kez meraya çıkartıyoruz. Mandıraya toplu olarak süt satışı yapıyoruz." "Kadının ekonomik özgürlüğünün olması önemli" Kadınların üretime katılmasının devlet desteğiyle daha kolay hale geldiğini vurgulayan Teber, "Hayvancılık, maaşlı çalışan olmaktan çok da zor değil. Çünkü devletin genç olan, kadın olan girişimcilere bu konudaki hibe ve kredileri çok güzel. Üretmek, ülke ekonomisine katkı sağlamak ve kendi işinin başında olmak normal bir işte çalışmaktan daha avantajlı. Kadının ekonomik özgürlüğünün olması çok önemli." ifadesini kullandı.

  • Ata mesleğini sürdüren kardeşler 60 yıldır demire şekil veriyor

    Nevşehir'in Tatlarin beldesinde yaşayan Baydemir kardeşler, birlikte kurdukları atölyede 60 yıldır geleneksel yöntemle demire şekil veriyor. Baydemir ailesinde dördüncü kuşak olarak demircilik mesleğini sürdüren 76 yaşındaki Hikmet ile kardeşi 69 yaşındaki Mesut, babalarından öğrendikleri zanaatı gelişen teknolojiye rağmen sürdürüyor. Küçük yaşlarda başladıkları demir ustalığını Hikmet Baydemir aralıksız sürdürürken, kardeşi ise sadece belediye başkanı olduğu 2004-2009 yıllarında mesleğe ara verdi. İki kardeş, atölyede kömür ocağının ateşiyle yumuşattıkları demiri döverek çeşitli tarım aletleri üretiyor. Aile mesleğini sürdürüyorlar Hikmet Baydemir, kardeşi ile iş arkadaşı olarak çalışmaktan memnun olduğunu söyledi. Teknolojinin gelişmesi ve fabrikalar sayesinde seri üretimin başlamasıyla mesleklerinin yok olmaya yüz tuttuğunu belirten Hikmet Baydemir, "Babamın babası ve dedesi de bu işi yapardı. Şimdiye kadar idame ettirdik. Herhalde mesleğin sonuna da geldik. Ocağın başındaki ustanın karşısında çekici vuracak kişi de usta olmalıdır. Teknolojik aletler çıktı ama o da bu saatten sonra bizim işimiz değil. Mesleği bu zamana kadar getirdik." dedi. Mesut Baydemir ise yarım asırdan fazla süredir ağabeyi ile hem sosyal hayatta hem işte birlikte olduklarını anlattı. Ata mesleğini devam ettirdiklerini ifade eden Baydemir, demiri işlemeyi çocuklarına da öğrettiklerini ancak sürdürme konusunda bekledikleri desteği bulamadıklarını aktardı. Baydemir, yaş itibarıyla eski güçleri olmamasına rağmen her sabah atölyeye gelip üretime devam ettiklerini dile getirerek şöyle konuştu: "Çocukluktan beri mesleğimizi yapıyoruz. Belediye başkanı oldum ama sonrasında yine gelip devam ettim. Eskiden babam, dedem çok mücadele vermişler. Kömür yokmuş, odunla demiri ısıtırlarmış. Kasabaya 1972'de elektrik geldi, 1973'te dükkana elektrik aldık. İşimiz, elektik olunca biraz hafifledi. Çok şükür karınca kararınca elimizden geleni yapıp, milletimizi mutlu etmeye çalıştık ve başardık. Abimle arkadaş gibiyiz. Fikirlerimiz uyuşuyor, bazen ben sinirlerim abim sessiz kalır, bazen o öfkelenir ben seslenmem. Birbirimizi kırmadık, üzmedik bu günlere geldik. Teknoloji ilerledi seri imalata döndü. Bu sanata da pek ilgi kalmadı. Benim iki, abimin bir oğlu var. Olağanüstü bir durum olursa gelip bu dükkanda çalışıp mesleği yapabilirler. Yapmıyorlar o başka ama öğrettik. Gençlere şunu söylerim; sanatı öğren yapmazsan yapma. Sanat altın bileziktir."

  • Batman'da atölye açan emekli öğretmen hat sanatını gelecek nesillere aktarmak istiyor

    Batman'da yaşayan emekli öğretmen Hilmi Beyca, İstanbul'da aldığı hat eğitimini gelecek nesillere aktarmak istiyor. İstanbul'da uzun yıllar öğretmenlik yapan ve burada hat eğitimi alan Hilmi Beyca (69), 2016 yılında emekli oldu ve bu yıl memleketi Batman'a yerleşti. Atölye açan Beyca, 1990'lı yıllarda Hattat Hasan Çelebi'den hat eğitimi aldığını, daha sonra Hattat Kamil Nazik ile eğitimine devam ettiğini söyledi. "Şu anda yazma ve imza atma, yani eser verme faslındayım." diyen Beyca, Batman'da açtığı atölyede, eserler üretmek ve öğrenciler yetiştirmek istediğini belirtti. Hat eğitimini aldığı süreçte, Batman'da hat sanatıyla ilgili bir faaliyetin olmadığını fark ettiğini anlatan Beyca, bu eksikliği gidermek için atölye açtığını ifade etti. Sanatın insanın yaratılışında var olan bir özellik olduğunu, bu duygunun İslam medeniyetinde de kendine özel bir yer edindiğini kaydeden Beyca, şöyle konuştu: "İslamiyet, hat sanatı gibi sanatların gelişmesine olanak sağlamış. Hat sanatı, temelde çizginin uyum ve kurallar çerçevesinde işlenmesidir. Hat, tezhip, minyatür ve ebru gibi diğer İslami sanatların da temelini oluşturuyor. Hat, doğru malzemeler ve tekniklerle icra edilen bir sanat dalı. Hat sanatında kullanılan mürekkep, kimyasal mürekkeplerden çok daha dayanıklı ve bin yıl boyunca solmaz. Bu sayede geçmişte yazılan elyazması kitaplar bugüne kadar ulaşabilmiştir. Ayrıca kullanılan kağıtların da özel bir işlemden geçiyor ve hat sanatına uygun hale getiriliyor. Bu işlemde kağıt, nişasta ve yumurta akı kullanılarak parlatılıyor ve kaleme uygun hale getiriliyor." Beyca, atölyesinde isteyenlere ücretsiz hat sanatı eğitimi vereceğini sözlerine ekledi.

  • Merve Karakaya: İngilizce Öğretmenliğinden Sosyal Medya Dünyasına Uzanan Başarı Hikayesi

    Merve Karakaya, sosyal medyada seyahat, moda ve kozmetik üzerine yaptığı paylaşımlarla dikkat çeken bir isim. Kendi tarzını yansıttığı bu içeriklerle geniş bir kitleye ulaşan Merve, takipçilerine hem keyifli hem de ilham verici öneriler sunuyor. Seyahatlerinden moda önerilerine kadar, özgün paylaşımlarıyla dijital dünyada fark yaratmaya devam ediyor. Merve Karakaya, İstanbul'da dünyaya gelmiş ve eğitim hayatının ardından sosyal medyaya yönelerek ilgi odağı olmuştur. Uzun yıllar İngilizce öğretmeni olarak çalışan Karakaya, son dönemlerde kariyerinde farklı bir yola girerek sosyal medya dünyasında etkili bir varlık göstermeye başladı. Otel, restoran, seyahat, kozmetik ve moda gibi farklı alanlarda içerikler üreten Merve, paylaşımlarında ziyaret ettiği mekanları, deneyimlediği ürünleri ve kendi yaşam tarzını takipçileriyle paylaşarak büyük bir ilgi gördü. 134 bin takipçisi ile sosyal medyada dikkat çeken Merve, gezdiği mekanlardan seçtiği kıyafetlere kadar geniş bir yelpazede özgün içerikler sunuyor. Merve Karakaya, gezdiği şehirlerdeki otelleri ve restoranları tanıtmakla kalmayıp, aynı zamanda moda ve kozmetik dünyasındaki yenilikleri de takipçilerine aktarıyor. Kozmetik ürünlerindeki deneyimlerini samimi bir şekilde paylaşan Karakaya, birçok marka ile iş birliği yaparak bu alandaki başarısını pekiştiriyor. Gelecekte seyahat, moda ve güzellik alanlarındaki içeriklerini genişletmeyi planlayan Merve Karakaya, dijital dünyadaki etkisini artırarak daha büyük projelerle adından söz ettirmeye devam edecek. Merve Karakaya, yaşam tarzı, modaya olan ilgisi ve farklı şehirlerde ziyaret ettiği mekanları paylaşarak geniş bir kitleye ulaştı. Instagram'da 134 bin takipçisi ile büyük bir topluluğa hitap eden Karakaya, paylaştığı özgün içeriklerle kısa sürede influencer olarak da tanınmaya başladı. Hem kişisel blog yazılarıyla hem de yaşam tarzı önerileriyle takipçilerine ilham veriyor. Merve Karakaya, sosyal medya stratejisini sadece bir "influencer" olmanın ötesine taşıyarak, bu alandaki başarısını da eğitmen kimliğiyle birleştirdi. Öğretmenlikten kazandığı disiplin, bilgi ve deneyimi sosyal medya paylaşımlarına aktararak hem eğlenceli hem de öğretici içeriklere imza attı. Bu içerikler, gençlerin dil öğrenme sürecini daha keyifli hale getirmeyi ve eğitim dünyasını dijital platformlarda nasıl geliştirebileceğini gösterdi. Eğitim dünyasındaki kariyerine ve sosyal medya başarısına ek olarak, Merve Karakaya pozitif enerjisi, güçlü iletişim becerileri ve özgün tarzı sayesinde birçok markayla iş birliği yaparak geniş bir kitleye ulaşmaya devam ediyor. Başarısı, hem öğretmen hem de sosyal medya fenomeni olarak iki farklı dünyada denge kurma becerisiyle perçinleniyor. Gelecek dönemlerde, sosyal medya etkisini daha da genişleterek, eğitim ve dijital içerik üretimi alanlarında daha fazla projeyle karşımıza çıkmayı planlıyor. Merve Karakaya’nın hikayesi, sadece öğretmenliği değil, aynı zamanda dijital dünyada nasıl etkili olunabileceğinin de en güzel örneklerinden biri.

  • Konut satış adedinde son 21 ayın zirvesi görüldü

    Türkiye genelinde gerçekleşen konut satış adedi eylülde 140 bin 919'a ulaşarak son 21 ayın en yüksek verisi olarak kayıtlara geçti. Türkiye İstatistik Kurumunca (TÜİK) açıklanan konut satış istatistiklerine göre, Türkiye genelinde konut satışları eylülde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37,3 artarak 140 bin 919 oldu. Türkiye'de eylülde 140 bin 919 konut satıldı Bu rakam, 2024'ün en yüksek verisi olarak kayıtlara geçti. Eylül dışındaki en yüksek rakam 134 bin 155 ile ağustosta, 127 bin 155 ile temmuzda, 110 bin 588 ile mayısta görüldü. Konut satışları ocak-eylül döneminde ise yıllık bazda yüzde 5,2 artarak 947 bin 236 olarak gerçekleşti. Sektör temsilcileri, son 21 ayın en yüksek satış rakamının yakalandığı eylül ayına ilişkin istatistikleri değerlendirdi. "Eylüldeki artış oranı son derece ciddi ve sevindirici" Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, ocak-eylülde geçen yılın aynı dönemine göre konut satışlarının yüzde 5,2 artmasına işaret ederek, "Eylüldeki artış oranı da son derece ciddi ve sevindirici. Ev almanın zamanının geldiğini ev satın almak isteyenler biliyor. 2024'ün ikinci çeyreğinde düşük seyreden ve ertelenen satışların pazara döndüğü görülüyor." dedi. Bu tablonun, "şirketlerin kendi kampanyalarının işe yaradığını ve peşinatı olanların yakın gelecekte fiyat artışı olabileceği endişesiyle harekete geçtiğini gösterdiğini" anlatan Çekici, şu açıklamalarda bulundu: "Özellikle ilk defa satılan konutlarda son aylarda yükseliş trendi mevcut. Temmuzdan günümüze aylık 40 bin adedin üzerinde ve toplam satışın içindeki payı yüzde 30'un üzerine çıkmaya başladı. Öte yandan alternatif yatırım araçlarından da beklentiler sınırlı hale geldi. Kısa vadede faizlerin düşeceği, konut fiyatlarında da yukarı yönlü bir hareket olacağı ihtimali gündemde. İpotekli satışlar tarafında da kredi faizlerinin düşüş beklentisi ve ufak da olsa faiz oranlarındaki düşüşler ipotekli satış tarafında da kıpırdamalara neden olacak gibi görünüyor. Ancak yılın ilk 9 ayı toplamı itibarıyla 2023 ipotekli satışların oldukça gerisindeyiz." Çekici, konut fiyatlarında son aylarda yaşanan reel düşüşe değinerek, bu nedenle hareketliliğin yılın kalan aylarında sürmesini beklediklerini sözlerine ekledi. "İpotekli satışlarda artışın sürmesini bekliyoruz" Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova da konut satış istatistiklerine ilişkin verileri paylaşarak, ipotekli satışlarda da artış yaşandığını söyledi. Türkiye genelinde ipotekli satışların eylülde yıl ortalamasının yüzde 54 üzerinde gerçekleştiğini dile getiren Kumova, "Kredili satışlarda bankaların daha iyimser yaklaşımıyla ipotekli satışların artışının sürmesini öngörmekteyiz ancak yüksek faiz ortamına rağmen bu hızlı artışın sürdürülebilir olabilmesi için faiz ortamının da yumuşaması gerekiyor." dedi. Kumova, konut fiyatlarında yaşanan artışın sene başından bu yana enflasyonun gerisinde kalmaya devam ettiğini kaydederek, "Son üç ayda hızlı artan konut satışları ve fiyatların enflasyonun gerisinde kalmasını bir arada değerlendirecek olursak; insanlar konutta ciddi bir alım fırsatı görüp harekete geçti ve tasarruflarını konuttan yana kullanmaya başladı." diye konuştu. "Nakdi olanlar için konut alımında fırsat dönemi" Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik de satışların eylülle birlikte yükselişe geçeceğini söylediklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bunun en büyük nedeni faiz indirimine gidileceğinin sinyallerinin verilmesi. Finans tarafında parasını yatırımda bulunduranların Türkiye'nin her zaman birinci yatırım aracı olarak değerlendirilen konuta geri dönüşlerini ve yüksek kiralardan dert yananların konut edinmelerini gösterdi. Dediğimiz gibi elinde nakdi olanlar için bir fırsat dönemi diyebiliriz. Bildiğiniz üzere bazı kamu bankaları konut faiz oranlarında bir nebze indirime gittiler ama burada yine markalı konut projelerinin uyguladığı kampanyaların etkili olduğunu söyleyebiliriz. Hem uygun peşinatlar hem de uygun faiz oranları ve ödeme planlarıyla insanları alıma yönlendirdiklerini belirtebiliriz. Konut satışlarındaki yükseliş trendini son çeyrekte de izlemeye devam edeceğiz. Konut satışları yıl sonunda 1,3 milyon bandını geçecektir." "2023 ve 2024'ün en yüksek rakamı" EgeYapı GYO Genel Müdürü Didem Güneş de eylülde ulaşılan 140 bin 919 adetlik satış rakamının hem 2023'ün hem de 2024'ün en yüksek rakamı olduğunu belirterek, "Daha önce de vurguladığım gibi talepte asla bir durgunluk yok, satış ofislerimizde bunu hep hissettik. Sadece konut kredisine ulaşmak zor olduğu için üreticilerle veya kendi başlarına yatırımcılar formül üretmek için zaman kaybetti." diye konuştu. Bekleyen alıcıların son 3 ayda harekete geçtiğini dile getiren Güneş, "Eylüldeki satışın yüzde 31'i yani 45 bin adedi sıfır satış. Önceki iki ayda da 41 bindi ortalama. Satışların yaklaşık yüzde 90'ı kredisiz. Bir de kredi maliyetlerinin aşağı yönlü olmaya başladığını düşünün. Böyle giderse yılı 1,3 milyonun üzerinde bir satışla kapatacağız gibi görünüyor." ifadelerini kullandı. "Bekleyen talebin harekete geçmesi, konut almak için doğru zaman olduğunu gösteriyor" Fuzul Topraktan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal da bekleyen talebin harekete geçmesinin "ev almak için doğru zaman olduğunu" gösterdiğini kaydederek, şunları kaydetti: "Bu ivmenin artarak devam edeceğini düşünüyorum. Yıl toplamında 1,3 milyonun üstünde bir rakama ulaşacağımızı düşünüyorum. Türkiye biliyorsunuz Avrupa'da konut pazarının lideri. OECD üyesi ülkeler arasında da ABD'den sonra en büyük pazar. Ancak ev sahipliği oranımız yüzde 55'lere doğru geriliyor. Bunu yukarı çıkartacak formülleri bulmalı ve hayata geçirmeliyiz." "Yatırımcılar konut fiyatlarındaki reel düşüşü değerlendiriyor" Helmann Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün de faizlerin düşeceği ve fiyatların artacağı söylentisinin elinde nakdi olanları harekete geçirdiğini söyledi. Özgün, "Öte yandan konut fiyatlarında 7-8 aydır reel düşüş söz konusu. Yatırımcılar bunu çok iyi takip ediyor ve bu dönemin konut almak için çok doğru olduğunu biliyor. Ayrıca yeni arzların da halihazırda satışta olan konutlardan daha pahalı olacağını düşünen alıcılar fırsat bulursa kaçırmıyor." ifadelerini kullandı. Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt da konut satış rakamlarının üç aydır yükselişte olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi: "İpotekli satışlarda da eylülde yıllık bazda yüzde 87,4'lük artış söz konusu. Bir malın fiyatının ne olacağı konusunda talep düzeyi de etkilidir. Talep yetersiz olsa inşaat maliyetleri artsa bile konut fiyatlarında yükseliş görülmeyebilir. Ancak ülkemizde konuta talep son derece yüksek seyrediyor. Bizdeki ana sorun konuta ulaşmayı sağlayan kredi faizlerinin yüksekliğidir. Ancak son zamanlarda konut kredi faizlerindeki küçük de olsa aşağı yönlü hareket konut alıcısını harekete geçirdi. Talepkar konut yatırımcısı, beklemekten sıkıldı ve fiyatların daha da artacağı endişesiyle farklı tasarruflarda tuttuğu parasını konuta yatırdı." Bahaş Holding Üst Yöneticisi (CEO) Abdüssamet Bahadır da inşaat maliyetleri arttığı sürece konut fiyatlarının da aynı oranda artmak zorunda olduğunu ancak son aylarda konut fiyatlarında reel düşüşler yaşandığını söyledi. Konut maliyetlerindeki artış hızında düşüş yaşanmasının beklendiğini ve bu beklentinin alıcıyı harekete geçirdiğini anlatan Bahadır, "Olası fiyat artışlarından etkilenmemek adına harekete geçen bu kesim, önümüzdeki yıl faizler düşme trendine girdiğinde konuta talebin artacağını ve bunun da konut fiyatlarını yükselteceğini öngören kesim. Ayrıca eylülde ipotekli satışlarda yaşanan artış da dikkat çekiyor. Bu da kredi faizlerindeki düşüşün piyasayı nasıl hareketlendirdiğinin göstergesi olarak karşımıza çıkıyor." diye konuştu.

  • Bedriye Kaya: Evinden Başlayarak Zirveye Ulaşan Bir Başarı Hikayesi

    Evinin Odasından Zirveye: Bedriye Kaya’nın İlham Veren Güzellik Yolculuğu Güneydoğu Anadolu’nun Siirt ili Eruh ilçesinde, 1981 yılında dünyaya gelen Bedriye Kaya, genç yaşlarından itibaren azimli ve kararlı duruşuyla farklı mesleklerde görev aldı. Ancak onun gerçek tutkusu, güzellik ve kişisel bakım sektörüne duyduğu ilgi oldu. Evlendikten sonra Bursa’ya taşınan Kaya, hayallerini gerçekleştirmek için evinin küçük bir odasında güzellik hizmeti sunmaya başladı. Bugün, tam 20 yıl sonra, Bursa’da saygın bir güzellik merkezi olan SALON BEDRİYE KAYA’nın sahibi ve türban tasarım alanında eğitimler veren başarılı bir girişimci. Bedriye Kaya'nın başarı hikayesi, basit bir başlangıçla büyük başarılara imza atmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Kumaş katlama sanatı ve türban tasarımı üzerine eğitimler vererek sektörde fark yaratan Kaya, güzellik merkeziyle müşterilerine profesyonel bakım hizmetleri sunuyor. Salonunda sadece güzellik ve bakım hizmetleri değil, aynı zamanda eğitimlerle de kadınların kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunuyor. Bitlis Tatvan’da düzenlenen eğitim programlarıyla başlayan ödül süreci, İstanbul Adile Sultan Sarayı’ndaki gelinlik defilesi ve 100 Türk iş kadını arasında seçilmesiyle taçlandı. Bu özel gün, Bedriye Kaya için unutulmaz bir anıydı ve sektördeki yerini sağlamlaştırdı. Ayrıca, Ankara’da jüri üyeliği yaparak türban tasarımı konusunda ulusal çapta tanınan bir isim haline geldi. Yaptığı işteki başarıları, 2024 yılında Türk iş kadınları ödülüne layık görülmesiyle bir kez daha tescillendi. Geleceğe yönelik planları arasında Antalya, Tatvan ve Mardin’de eğitimler vererek daha fazla kadının hayatına dokunmak yer alıyor. Bedriye Kaya, bir kadın olarak zorlukların üstesinden gelmenin mümkün olduğunu ve başarıya ulaşmanın azim ve kararlılıkla mümkün olabileceğini gösteren ilham verici bir rol model. İşini Severek Yapıyor, Yenilikleri Takip Ediyor Bedriye Kaya, sektördeki başarılarının sırrını işine olan tutkusu ve sürekli gelişime açık olmasına borçlu. Güzellik ve kişisel bakım alanındaki en yeni trendleri yakından takip eden Kaya, müşterilerine en iyi hizmeti sunmak için kendini sürekli olarak geliştiriyor. Kaliteli ürünler ve en güncel tekniklerle çalışan ekibiyle, her bir müşterisinin memnuniyeti için özenle çalışıyor. Yeniliklere açık ve her zaman bir adım önde olma hedefiyle, sektördeki liderliğini sürdürüyor. SALON BEDRİYE KAYA, Bursa'nın Yıldırım ilçesinde, Özdilek Caddesi No:54/A adresinde hizmet vermektedir. Geniş hizmet yelpazesiyle güzellik ve bakım ihtiyaçlarınızı karşılayan bu prestijli mekânda, Bedriye Kaya'nın deneyimli ekibiyle en son trendleri takip eden hizmetlerden faydalanabilirsiniz. Randevu almak veya daha fazla bilgi edinmek için salonun resmi web sitesini ziyaret edebilir ya da Instagram hesabı ( @salonbedriyekaya ) üzerinden iletişime geçebilirsiniz. https://bedriyekaya.com.tr/

  • Düğün takılarıyla hobi bahçesi alan çift işlerini büyüterek üretim atölyesi kurdu

    İstanbul'daki işlerinden ayrılarak Bolu'ya yerleşen girişimci çift, düğün takılarıyla aldıkları hobi bahçesinde yetiştirdikleri ürünleri tüketicilerle buluşturuyor. Aslen Bolu Mengenli olan 33 yaşındaki Sündüs Burcu Nalbantoğlu, iletişim fakültesi halkla ilişkiler ve tanıtım bölümü ile çocuk gelişimi bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul'da bir hazır giyim firmasında üst düzey yönetici asistanı olarak çalışmaya başladı. Sündüs Burcu, 2018 yılında hayatını haber yönetmeni 44 yaşındaki Barış Nalbantoğlu ile birleştirdi. Çift, düğün takılarını değerlendirmek için Mengen ilçesine bağlı Konak köyünde 1 dönüm arazi satın alarak hobi bahçesi oluşturdu. İşlerinden arta kalan zamanlarda Mengen'e gelerek bahçelerinde sebze ve meyve ile tıbbi aromatik bitki yetiştiren çift, Kovid-19 salgını döneminde köye yerleşme kararı aldı. Sündüs Burcu Nalbantoğlu'nun 2021 yılında Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının kadın girişimciler için açtığı programdan ekipman desteği almasının ardından çift, bahçelerinde yetiştirdikleri ürünlere katma değer sağlamak amacıyla üretim atölyesi kurdu. Köyden 3 dönüm daha arazi satın alan çift, domates, salatalık, biber, çilek, fasulye gibi ürünler ile tıbbi aromatik bitkileri atölyelerinde işleyerek kendi markalarıyla ağırlıklı olarak internet üzerinden satışa sunuyor. "Kendimi bildim bileli çiftçiliğe çok meraklıydım" Sündüs Burcu Nalbantoğlu, İstanbul'da yönetici asistanı olarak çalışırken eşiyle işlerinden istifa ederek memleketlerine yerleştiklerini söyledi. Köylerinde çiftçilik yapmaya başladıklarını dile getiren Nalbantoğlu, "Kendimi bildim bileli çiftçiliğe çok meraklıydım. Küçüklüğümden beri de bu konulara hakimdim. Anneannemden çok şey öğrenmiştim." diye konuştu. Anneannesinden öğrendiklerinin yanı sıra modern üretim teknikleriyle ilgili eğitimler aldığını belirten Nalbantoğlu, "Beyaz yakalı olarak çalışırken yüreğimizde hep kendi topraklarımızda ya da kırsalda herhangi bir yerde çiftçilik yapmak vardı." dedi. Nalbantoğlu, salgın döneminde iş yerleri kapanınca köydeki bahçelerini ekmeye başladıklarını anlatarak, "Aslında hobi olarak buna başlamıştık. Zaten çok sevdiğimi biliyordum fakat bu kadar çok keyif alacağımızı bilemiyorduk. Eşimin de keyif alacağını bilemiyorduk." ifadesini kullandı. Mengen'in iklimine uygun bitkileri deneyerek üretimlerini çoğalttıklarını belirten Nalbantoğlu, şunları söyledi: "Mahsul çok olunca bunun işlenmesi gerektiğini düşündük. İşlediğimiz mahsule de katma değer katmamız gerekiyordu. Kendimize konserve gıda yaptık, salça, turşu, tarhana, reçelimizi yaptık ama bunun da sayısı çok fazlaydı. 'Kırsalda yaşasak geçimimizi sağlayabilir miyiz? Bu bizi mutlu eder mi?' dedik. İlk sene bunu denedik. Bu süre içinde yaptığımız şeylerin bizi de tatmin ettiğini gördük. Bunu geçimimizi sağlayacak bir iş haline getirelim ve bu bizim kırsalda yaşamamıza da vesile olsun diye düşünerek çalıştık." Nalbantoğlu, arazilerinde çeşitli sebze ve meyveler ile aromatik bitkiler yetiştirdiklerini, ürünlerden reçel, salça, menemenlik sos da ürettiklerini dile getirerek, bunları kendi markalarıyla internet üzerinden tüketicilerle buluşturduklarını sözlerine ekledi. Barış Nalbantoğlu da doğma büyüme İstanbullu olduğu için çiftçilik hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını kaydetti. Nalbantoğlu, eşinin çiftçiliğe merakı dolayısıyla köye yerleşme kararı aldıklarını dile getirerek, "Eşim zaten bu konulara çok meraklıydı. Anneannesi ve annesinden kadim bilgiler öğrenmiş. Benim hiçbir ilgim yoktu bu işlere. Buraya geldikten sonra eşime yardım ettim." dedi.

  • Genç doktorun en büyük yardımcısı aynı hastanede çalıştığı hemşire annesi

    İzmir Karaburun Devlet Hastanesi'ne atanan pratisyen hekim Sevim Nur Şeker, mesaisini aynı birimde hemşire annesi ile yürütüyor. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nden haziran ayında mezun olan 24 yaşındaki Sevim Nur Şeker, Sağlık Bakanlığınca, hemşire olan annesi Aslı Şeker'in görev yaptığı Karaburun Devlet Hastanesi'ne atandı. Şeker, 25 yıllık hemşire annesinin de görev yaptığı hastanenin toplum sağlığı ve diyaliz merkezinde görevlendirildi. Sağlık çalışanı anne ve kızı işe birlikte gidip geliyor. Genç doktor ve hemşire anne, mesailerine diyaliz merkezinde vizite (hastaların sağlık durumunu gözden geçirmesi) yaparak başlıyor. Hemşire anne tansiyon ölçüyor, tetkikler için kan alıyor, doktor kızı ise hastaların genel sağlık durumlarının takibini yapıyor. Doktor Sevim Nur Şeker,babasının emekli polis olduğunu, küçük yaşlardan bu yana hemşire olan annesini örnek aldığı için doktor olmaya karar verdiğini söyledi. İlk tayininin annesinin çalıştığı hastaneye çıktığını öğrendiğinde şaşırdığını belirten Şeker, "Beklemiyorduk açıkçası çünkü çok fazla tercih yapmıştık. İlk anneme söyledim, çok mutlu oldu. Annemle birlikte hastalarla iyi bir iletişimimiz var. Annemle çalışmak bana güven veriyor. Burada kendimi yalnız hissetmiyorum." dedi. Şeker, bir süre daha pratisyen hekim olarak çalışmaya devam edeceğini ancak daha sonra bir alanda uzman olmak istediğini anlattı. Diyaliz tedavisi gören hastalarla yakından ilgilenmeye çalıştığını ifade eden Şeker, şöyle konuştu: "Annemin hasta ve hasta yakınlarıyla iletişim noktasında çok önemli tavsiyeleri oldu. Mesela hastalarla empati kurmamız, onlarla aile gibi olmamız gerektiğini anlatıyor. Hasta doktor ilişkisinin ötesinde biraz daha empati kurabiliyorum. Annemin burada olması hastalarla iletişimimi güçlendirdi. Hastalarla bir aile gibi olduk. Onların gönüllerini alacak, o gün onları mutlu edecek şeyler söylüyoruz. Hastalar da çok mutlu. Onlar bizi biz onları seviyoruz." "Onun çalışkan bir doktor olmasını istiyorum" Anne Aslı Şeker ise kızıyla aynı hastanede çalıştığına inanamadığını dile getirdi. Kızı sayesinde kendisini mesleğe ilk başladığı yıllardaki gibi hissettiğini ifade eden Şeker, "Kızımla işe gidip gelmemiz beni çok mutlu ediyor. Onun çalışkan bir doktor olmasını istiyorum. Aramızda iş yerinde doktor hemşire ilişkisi var. Evde hastalar hakkında çok konuşmuyoruz. Tecrübelerimden faydalanmak istediği zaman yardımcı oluyorum. Anne nasıl yapalım diye soruyor." diye konuştu. Hastalardan Ebru Çelikbilek, 8 yıldır diyaliz tedavisi gördüğünü, Doktor Sevim Nur Şeker ve hemşire annesi Aslı Şeker'in kendilerine çok iyi davrandığını söyledi. Diyaliz merkezinde aile gibi olduklarını belirten Çelikbilek, "Aileden biri gibi davranıyorlar. Bu bizler için çok önemli. Bazen ailevi sorunlarımızı bile paylaştığımız oluyor. Burası bir aile yuvası. Onlardan çok memnunuz." diye konuştu. İsmail Konya ise anne kızın kendileriyle çok ilgilendiğini ve moral verdiğini dile getirdi. Anne ve kızın aynı hastanede olmasının kendilerine de faydasının dokunduğunu vurgulayan Konya, "Çünkü birbirlerine destek oluyorlar, bu bize de yansıyor. Samimi bir hava içindeyiz. En iyi hizmeti görüyoruz. Annesinden de kızımızdan da memnunuz." dedi. Başhekim Hasan Alpay, anne kızın görevlerini büyük bir hassasiyetle yaptığını, tüm hastalarla çok iyi iletişim kurduklarını belirtti.

Arama Yap

bottom of page