Boş arama ile 785 sonuç bulundu
- Aşk Yazarı Mustafa Çifci'nin Başarı Hikayesi
Türk Edebiyatında Aşkın Kalemi: Mustafa Çifci, Duygusal Derinliğiyle Aşkı Yeniden Tanımlıyor Türk edebiyatında "Aşk Yazarı" olarak tanınan Mustafa Çifci, duygusal derinliği ve aşkı işlediği özgün eserleriyle okuyucularını büyülemektedir. Aşka dair yazdığı yazılarıyla basında “Aşk Yazarı Mustafa Çifci” olarak anılan yazar, edebiyatımıza birçok eser ve yüzlerce köşe yazısı kazandırmış bir isimdir. Türk edebiyatının aşk temalı eserlerinde en seçkin, en çok okunan ve en çok aranan yazarların başında gelen Çifci, tüm eserlerinde aşkın eskimeyen yüzünü nostaljik bir bakış açısıyla okuyucularına sunmaktadır. Yazdığı 25 kitabıyla geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmayı başarmıştır. Eğitim Hayatı Mustafa Çifci, İşletme, Sosyal Hizmetler ve Sosyoloji lisans mezunu olup, aynı zamanda Psikoloji Uzmanlığı, Koçluk Mesleki Eğitmenliği ve NLP eğitimlerini tamamlamış, Yaşam Koçluğu sertifikasına sahip bir yazardır. Aşkın derinliklerini edebi eserleriyle keşfetmiştir. Son yıllarda gündemden düşmeyen Duygusal Ayrılık, Sevgi Yağmuru, Kalbime Dokunan Sözler ve Ne Yağmurlar Biter Ne de Ayrılıklar kitaplarında, insan ruhu ve aşk ilişkileri üzerine derin felsefi düşünceler sunarak okurlarının kalbine dokunmuş ve onlarla güçlü bağlar kurmayı başarmıştır. Kitaplarındaki Derinlik Yazdığı kitaplar sadece aşkı anlatmakla kalmayıp, aşkın insan hayatındaki yeri, etkisi ve dönüşümünü kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Duygusal Ayrılık eserinde insanın yalnızlığını, kişinin çıkmaz sokaklarından sevginin gücüyle nasıl mutlu bir yaşama döndüğünü anlatır. Çifci, eserlerinde toplumsal ilişkileri sorgulayan, aile ve aşk hayatında eksiklikler yaşayan insanların bu olumsuz taraflarını ve sevgi ile büyümenin yollarını anlatır. Ailede sevgi eksikliğinin, kardeşler arasındaki anlaşmazlıkların toplumsal huzursuzluğun temel kaynağı olduğunu ve duygusal ilişkilerde sevginin yapıcı gücünü örneklerle gösterir. Aşk Yazarı Çifci’nin Eserlerinden Doğan Sorgulamalar Aşk Yazarı Çifci’nin kitaplarını okurken ister istemez şu sorular aklımıza gelir: “Hüznün uğramadığı bir yürek, acının yaşanmadığı bir aile var mıdır? İnsan yalnız mıdır?” Çok Yönlü Bir Entelektüel Yazarlık kariyerinde aşkın dilini, insanın içsel yolculuğunu ve duygusal yoğunluğu işleyen Çifci, yalnızca edebi başarılarıyla değil, aynı zamanda bireysel gelişim alanında aldığı eğitimlerle de çok yönlü bir entelektüel olarak öne çıkmaktadır. Psikoloji ve sosyoloji alanındaki bilgilerini eserlerinde ustalıkla kullanarak okurlarına sadece duygusal bir hikâye değil, hayata dair derin içgörüler de sunmaktadır. Kitaplarından Bazıları: Duygusal Ayrılık (2023) Sevgi Yağmuru (2023) Kalbime Dokunan Sözler (2022) Ne Yağmurlar Biter Ne de Ayrılıklar (2023) Aşk Eski Bir Fotoğraftı (2014) Mustafa Çifci, "Aşk Yazarı" unvanını alarak Türk edebiyatında kendine özgü bir yer edinmiş ve aşkın evrensel dilini kalemiyle ustalıkla ifade etmiştir. Kastamonu doğumlu olan yazar, 2002 yılında Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi'nde yer almıştır. Cumhuriyetin 100. Yılında İz Bırakan Kalemler Edebiyat Antolojisi başta olmak üzere birçok esere önsöz yazmıştır. Tüm kitapları için tıklayın
- Uşak'tan Kırklareli'ne göç eden kadın köyün "hanımağa"sı oldu
Uşak'tan 11 yıl önce hayvan bakıcısı olarak ailesiyle Kırklareli'nin Kayalı köyüne göç eden 35 yaşındaki Çiğdem Onbey, çalıştığı işletmenin kapanması üzerine büyükbaş hayvan çiftliği kurdu, köydeki kahvehanenin işletmeciliğini üstlendi. Onbey, eşi ve 3 çocuğu ile Kayalı köyünde kurulan keçi çiftliğinde çalışmak üzere göç etmeye karar verdi. Çiftliğe yaptığı başvurunun kabul edilmesi üzerine Onbey, 2013 yılında köye göç etti. Onbey'in bir süre çalıştığı çiftlik, 2017'de kapandı. İşsiz kalan Onbey, sahiplerinden çiftliği kullanmak için izin aldı. Banka kredisiyle büyükbaş hayvan alan Onbey, kısa sürede sürüsünü büyüttü. Çiftlikte 55 büyükbaş hayvana bakan Onbey, 2022 yılında da kapanan köy kahvehanesini işletmeye talip oldu. Onbey, köy muhtarlığından kahvehaneyi kiralayıp, eşi ve 21 yaşındaki kızı İkbal ile köy kahvehanesini işletmeye başladı. Kısa sürede tüm köylünün sevgisini kazanan Onbey, bir yandan köy kahvehanesindeki, diğer yandan çiftlikteki mesaisini sürdürüyor. Köyde "Hanımağa" olarak anılan Onbey, azmiyle de köy kadınlarına örnek oluyor. Çiğdem Onbey, çiftlikteki hayvanlarına bakması için köyden bir kadını da istihdam ediyor. Gün aydınlanmadan köy kahvehanesinde temizlik yapan ve çayı demleyen Onbey, havanın aydınlanmaya başlamasıyla buradaki mesaisini geçici olarak eşine ve kızına devrediyor. Traktörün direksiyonuna geçen Onbey, yanına aldığı yardımcısı ile çiftliğin yolunu tutuyor. Onbey, şarkı ve türküler eşliğinde çiftlikte hayvanları besleyip süt sağım işlemini gerçekleştiriyor. Öğlen saatlerinde çiftlikteki mesaisini tamamlayan Onbey, yeniden kahvehanedeki çay ocağının başına geçiyor. "Köyde parmakla gösterilen bir numara kadın kahveciyim artık" Çiğdem Onbey, çalıştıkları çiftliğin üretimi durdurmasının ardından kent merkezine yerleşmeyi düşündüklerini ancak yaşam şartlarının zor olabileceği düşüncesiyle köyde kalmaya karar verdiklerini anlattı. Banka kredisiyle aldığı inekle süt üretimine başladığını anlatan Onbey, işlerini büyüttükten sonra köyün kahvehanesini de çalıştırmaya karar verdiklerini ifade etti. Zaman zaman zorlandığını anlatan Onbey, "Kadınsın yetişemiyorsun etrafta da çay isteyenler oluyor, yeri geliyor ocakta çalışıyor çay yapıyorum, yeri geliyor garsonluk yapıyorum. Yani her türlü her tarafa yetişmeye çalışıyorsun. Bir erkek gibi rahat olamıyorsun kahvehanede." şeklinde konuştu. Hemcinslerinin kendisini takdir ettiğini dile getiren Onbey, kahvehaneye gelenlerin çok memnun ayrıldıklarını belirtti. "Beni yadırgayan herkes alıştı, kabullendi" Ön yargıları da yıktığını dile getiren Onbey, "İlk başlarda kahveciliğe başladığımda yadırgayanlar oldu. Hani 'kadından kahveci mi olur, bizlerde olmaz böyle şeyler' deyip... Sonunda beni yadırgayan herkes alıştı, kabullendi. Şimdi herkes takdir ediyor, sevilen bir insan olduk artık." ifadelerini kullandı. Onbey, azmin getirdiği gururu yaşadığını, hiç tanımadıkları köyde kendi işinin patronu olduğunu anlattı. Kadınların artık hayatın her alanında var olduğunu anlatan Onbey, şöyle devam etti: "Bana 'kahveci' diyorlar bakıyorum, 'Çiğdem' diyorlar bakıyorum, 'hanım ağa çay getir', 'hanım ağa bardak boşaldı', 'haydi be nerede kaldın' diyorlar ama arada 'hişt, pişt' diyorlar kızıyorum. Kadın olunca kahvenin içinde erkekler bir tık daha derli toplu oldu. Normalde bir kahvehanede izmariti sağa sola fırlatabilirler ama burada öyle değil." Onbey, bir hayalinin de kahvehaneyi haftada bir kadınlara yönelik açmak olduğunu söyledi. Tırnaklarından ojesini de eksik etmiyor Çiğdem Onbey, işini severek yaptığını ve çok yoğun bir tempoda çalıştığını belirtti. Hayvancılık işinin normalde erkek işi olduğunu vurgulayan Onbey, "Kaldırdığım balya, slaj, yem. Bir çuval yem 50 kilogram. Kadınsın erkeğe göre biraz naifiz. Anadolu kadınının, Yörüklerin getirdiği bir güç herhalde." dedi. Hayvanlarını çok sevdiğini ifade eden Onbey, her hayvanın bir ismi olduğunu anlattı. Çok mutlu bir hayatının olduğunu belirten Onbey, şunları kaydetti: "Köyde aktif bir kadınım. Köydeki kadınlara nispeten. Bana bir bakıyor traktördeyim, bir bakıyor arabadayım, bir bakıyorlar bisiklet tepesindeyim en sonunda dediler ki sen 'hanım ağa' ol. Artık köy beni hanım ağa olarak tanıyor. Şalvar tabii ki hayvanlara bakarken giydiğim bir şey, ojelerimde kadının gerektirdiği bakımım. Ojemi de sürerim, makyajımı da yaparım, yeni geldiğinde hanımefendi olmasını bilirim, yeni geldiğinde de bir köy kadını olmasını bilirim."
- Oğuzhan Öztürk: Gayrimenkul Sektöründe Vizyoner Bir Liderin Başarı Hikayesi
Berlin'de 1984 yılında doğan Oğuzhan Öztürk, kariyer yolculuğuna genç yaşlarda adım atan bir girişimci olarak biliniyor. Gazi Üniversitesi Ekonometri bölümünden mezun olan Öztürk, analitik düşünme yeteneği ve ekonomi bilgisini kariyerinde başarıyla harmanladı. İş dünyasında farklı deneyimler kazandıktan sonra en büyük tutkusu olan gayrimenkul sektörüne geri dönerek adından sıkça söz ettirdi. Kariyerin Başlangıcı: Gayrimenkul Sektörüne İlk Adımlar Oğuzhan Öztürk, 2008 yılında gayrimenkul danışmanı olarak iş hayatına adım attı. Bu sektördeki ilk yıllarında, yatırımcılar ve bireysel müşterilere sunduğu profesyonel danışmanlık hizmetleriyle hızla başarıya ulaştı. Öztürk, mülk alım-satım süreçlerinde edindiği deneyim ve müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımıyla kısa sürede sektörde tanınan bir isim haline geldi. 2011 yılına kadar gayrimenkul sektöründe çeşitli projelerde yer aldı ve sektörde önemli tecrübeler kazandı. Satış ve Pazarlamada Yöneticilik Yılları 2011 yılında kariyerinde yeni bir sayfa açan Öztürk, Türkiye'nin ve Ankara'nın önde gelen şirketlerinde Satış ve Pazarlama departmanlarında yöneticilik görevlerini üstlendi. Bu dönemde, pazarlama stratejilerinin oluşturulması ve müşteri ilişkileri yönetimi konusunda uzmanlaşarak, şirketlerin büyüme süreçlerine önemli katkılarda bulundu. Yönetici olarak çalıştığı yıllarda kazandığı bilgi birikimi ve liderlik yetenekleri, Oğuzhan Öztürk’ü sektörde daha da ileri taşıdı. Ancak, bu süreçte gayrimenkul sektörüne duyduğu ilgiyi asla kaybetmedi. Gayrimenkule Dönüş ve Büyük Başarılar 2017 yılı, Oğuzhan Öztürk'ün kariyerinde dönüm noktası oldu. Öztürk, en büyük tutkusu olan gayrimenkul sektörüne geri dönme kararı aldı ve bu sektördeki bilgi birikimiyle çok daha büyük başarılara imza atmaya başladı. Satış ve pazarlama alanında kazandığı deneyimleri gayrimenkul sektörüne entegre eden Öztürk, profesyonel danışmanlık hizmetlerinde fark yarattı. Beş yıllık satış-pazarlama deneyimi, analitik düşünme yeteneği ve gayrimenkul sektörüne olan tutkusu sayesinde, müşterilerine güvenilir ve profesyonel hizmet sunan Oğuzhan Öztürk, sektördeki yerini sağlamlaştırdı. Bu süreçte, ortakları ile beraber RE/MAX Master adını verdiği gayrimenkul danışmanlık ofisini kurarak sektörde bir adım öne çıktı. 2023 yılında RE/MAX Master, açılan ofisler arasında Türkiye şampiyonu olarak büyük bir başarıya imza attı. Bu ödül, Öztürk'ün liderliğinde ofisin profesyonelliğini ve müşteri odaklı yaklaşımını bir kez daha kanıtladı. Ankara, Kıbrıs ve Dubai’de Vizyoner Bir Lider Oğuzhan Öztürk'ün başarıları sadece Türkiye ile sınırlı kalmadı. Hem Türkiye'nin hem de yurt dışının çeşitli bölgelerinde projeler yöneten Öztürk, özellikle Kıbrıs ve Dubai'deki yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Yurt dışı bağlantılarını genişleterek, gayrimenkul sektöründe uluslararası arenada da güçlü bir oyuncu haline geldi. Yatırım fırsatlarını doğru analiz etme yeteneği ve girişimcilik vizyonu sayesinde birçok yatırımcıya yol gösterici oldu. Ankara, Kıbrıs ve Dubai’de yürüttüğü projelerle sektördeki yerini sağlamlaştıran Öztürk, bu bölgelerdeki gayrimenkul trendlerine yön veriyor. Global bakış açısı ve yerel dinamiklere hâkimiyetiyle, Oğuzhan Öztürk, sadece Türkiye’de değil, uluslararası platformlarda da sektörün lider isimleri arasında yer alıyor. Geleceğe Dair Hedefler Oğuzhan Öztürk, kariyerinde bugüne kadar elde ettiği başarılarla yetinmeyip, gelecekte de yeni projeler ve yatırımlarla sektöre yön vermeye devam etmeyi hedefliyor. Amacı, gayrimenkul sektöründe müşterilerine en güvenilir ve profesyonel hizmeti sunmak ve yatırımcılar için en doğru stratejileri belirlemek. Girişimci ruhuyla her zaman yeniliklere açık olan Öztürk, global gayrimenkul piyasasında da Türkiye’nin güçlü bir temsilcisi olmayı sürdürüyor.
- Vizyoner Sanatçı ve İş Kadını: Alaz Sağlam'ın Sanat ve Moda Dünyasındaki Yükselişi
Alaz Sağlam’ın sanat ve iş dünyasındaki başarılarını anlatan bu haber, onun hem sanatçı hem de girişimci kimliğiyle dikkat çeken bir isim olduğunu vurguluyor. Sağlam, desen çalışmaları ve şiir kitaplarıyla sanattaki derinliğini ortaya koyarken, iş dünyasında sürdürülebilir moda projeleriyle de öncü bir rol üstlenmiştir. Yazarlık ve sanatsal başarıları, onu uluslararası arenada güçlü bir figür haline getirmiştir. Alaz Sağlam, hem sanat dünyasında hem de iş hayatında büyük başarılar elde eden, yaratıcı vizyonuyla fark yaratan bir sanatçı ve iş kadınıdır. Moda ve sanatın kesişim noktasında yer alarak, hem kişisel sanatsal projeleri hem de sürdürülebilir moda çalışmaları ile tanınmaktadır. İstanbul'da doğan Sağlam, kariyerine sanatla başlayıp kısa sürede uluslararası başarıya ulaşarak, global bir figür haline gelmiştir. Sanat Hayatı ve Başarıları: Alaz Sağlam’ın sanat serüveni, çocuk yaşlarda başlayan resim yeteneği ile şekillendi. Desen çalışmaları ile sanat dünyasında öne çıkan Sağlam, İstanbul Sanat Dergisi’nde yer alan çalışmalarıyla geniş bir izleyici kitlesi tarafından takdir edildi. Kendine özgü tarzı ve detaylara verdiği önem, onu farklı kılan unsurların başında geliyor. Sağlam’ın eserleri, hem modern hem de klasik sanat anlayışını birleştirerek zamansız bir estetik sunuyor. "Aşk Kadını" adlı şiir kitabıyla da sanatseverlerin beğenisini kazandı; bu kitapta aşkın farklı yönlerini derin duygularla işlemesi, onun şair kimliğini de ortaya koydu. İş Dünyasındaki Başarıları: Alaz Sağlam’ın yetenekleri yalnızca sanatla sınırlı kalmadı; aynı zamanda başarılı bir iş kadını olarak da adını duyurdu. Sürdürülebilir moda üzerine çalışmaları, onu iş dünyasında yenilikçi bir lider haline getirdi. Sağlam, moda tasarımlarında çevre dostu materyaller kullanarak sürdürülebilirliği savunan projelere imza atmıştır. The Hollywood Magazine'de yer alan bir makalede, Sağlam’ın moda ve sanat dünyasındaki çığır açan çalışmaları ve iş dünyasında elde ettiği başarılar övgüyle anlatılmıştır. Hem estetik anlayışını hem de çevre bilincini birleştirerek, moda dünyasında da öncü bir figür olmayı başarmıştır. AS Global ve Girişimcilik Başarıları: Sağlam’ın kurucusu olduğu AS Global, 2021 yılında İstanbul merkezli olarak kuruldu ve kısa sürede birçok farklı sektörde hizmet vermeye başladı. Şirket, danışmanlık, inşaat, tekstil, elektrik taahhüt ve yayıncılık gibi alanlarda faaliyet gösterirken, yenilenebilir enerji yatırımlarına da odaklanmaktadır. 2023’te kurulan AS Global Green Enerji ile, Amerika, Türkiye, Avrupa ve Balkanlar’da çevre dostu projeler yürütmektedir. Paris İklim Anlaşması hedeflerine uygun olarak karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik çalışmalarıyla şirket, çevre bilinci yüksek projeler üretmektedir. İş Dünyasındaki Vizyoner Başarıları: Sanatı iş dünyasıyla harmanlayarak sürdürülebilir moda projelerine imza atan Sağlam, çevre dostu yaklaşımlarıyla sektörde fark yarattı. İş dünyasındaki bu yenilikçi vizyonuyla geniş bir etki alanı oluşturdu. Alaz Sağlam, hem sanat hem de iş dünyasındaki başarılarıyla öne çıkan bir lider. Yaratıcı eserleri ve yazarlık yeteneği, onu sanatseverler ve iş dünyasında etkili bir figür haline getirdi. Gelecekte de sanatı ve iş dünyasını birleştiren projeleriyle dikkat çekmeye devam edecek.
- Saliha Çağlayan Maman: Eğitimde İki Kat Başarıya İmza Atan Vizyoner Girişimci
Şanlıurfa, Karaköprü – Eğitim dünyasında yenilikçi yaklaşımı ve güçlü liderliğiyle öne çıkan Saliha Çağlayan Maman, iki ayrı eğitim kurumu olan Renkler Şatosu Anaokulları ve Renkler Şatosu Anaokulu Kampüsü ile başarı hikayesini sürdürüyor. Çağlayan Maman, çocukların bireysel gelişimlerini destekleyen ve onları geleceğe hazırlayan eğitim anlayışıyla hem yerel hem de uluslararası alanda takdir topluyor. Saliha Çağlayan Maman , eğitim serüveni, 14 yaşında anaokullarında yardımcı abla olarak başladı. Eğitim sektörüne olan bu erken ilgisi, onu kısa sürede bölgesinin en büyük anaokulunun kurucusu haline getirdi. Renkler Şatosu Anaokulu ve Renkler Şatosu Kampüsü, Çağlayan Maman’ın vizyonu ve çalışkanlığıyla hayat buldu. Özellikle kampüsün iç ve dış mimarisini kendisi tasarlayan Çağlayan Maman, bu süreci büyük bir titizlikle yönetti. Bugün, çocuklara sunduğu güvenli ve yaratıcı eğitim ortamı, bölgenin en saygın okullarından biri olarak biliniyor. Her çocuğun birer inci tanesi olarak değerlendirildiği bu okul, çocukların sosyal, duygusal, bilişsel ve fiziksel gelişimlerini destekleyen kapsamlı eğitim programları sunuyor. Çağlayan Maman’ın liderliğinde, okul kısa sürede Şanlıurfa Karaköprü’de ailelerin ve eğitim camiasının güvenini kazandı. Başarıyı bir adım öteye taşıyan Çağlayan Maman, Renkler Şatosu Anaokulu Kampüsü’nü kurarak eğitim vizyonunu genişletti. Kampüs, daha geniş bir eğitim yelpazesi sunarak çocukların keşfetme, öğrenme ve büyüme süreçlerini destekleyen modern ve güvenli bir ortam sağlıyor. Geniş açık alanlar, oyun parkları, sanat atölyeleri ve doğa ile iç içe alanlar, çocukların keyifli vakit geçirmesini ve potansiyellerini en üst düzeye çıkarmasını mümkün kılıyor. Renkler Şatosu Anaokulları’nın misyonu, çocukların keşfetmelerini, öğrenmelerini ve büyümelerini teşvik ederek onları merak eden, özgüven sahibi bireyler olarak yetiştirmektir. "Her çocuğun bir gelecek yıldızı olduğuna inanıyoruz" diyen Çağlayan Maman, çocuklara kendilerini ifade etme ve potansiyellerini keşfetme fırsatı sunan bir eğitim ortamı yaratmayı hedefliyor. Deneyimli ve sevgi dolu öğretmenler, çocukların öğrenme tarzlarını ve ilgi alanlarını dikkate alarak onların akademik, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimlerini destekleyen programlar sunuyor. Güvenlik ve Kalite Renkler Şatosu Anaokulları, çocukların güvenliği ve refahını en ön planda tutuyor. Deneyimli ve eğitimli personel, çocukların ihtiyaçlarını anlamak ve onların güvenliğini sağlamak için özel olarak eğitilmiş durumda. Okul, belirlenen güvenlik protokolleri ve prosedürleri ile acil durumlarda hızlı ve etkili müdahaleler gerçekleştirebiliyor. Düzenli denetimler ve değerlendirmelerle güvenlik standartları sürekli olarak iyileştiriliyor. Ailelerle İşbirliği Çağlayan Maman, ailelerle yakın işbirliği içinde çalışarak çocukların en iyi potansiyellerine ulaşmalarını sağlamak için çaba sarf ediyor. Ebeveynlerin endişelerini dinleyen ve çözüm odaklı yaklaşımlar geliştiren Renkler Şatosu, ailelerin güvenini kazanarak çocukların eğitim serüveninde güçlü bir ortaklık oluşturuyor. Geleceğe Yatırım Saliha Çağlayan Maman, "Her güçlü savaşçının kazandığı bir şatosu vardır" mottosuyla, eğitimin ne kadar değerli olduğunu ve her çocuğun geleceğe sağlam adımlarla ilerlemesi gerektiğini vurguluyor. Renkler Şatosu Anaokulları ve Kampüsü, modern eğitim teknikleri ve sürdürülebilir eğitim anlayışıyla çocukların geleceğini şekillendirmeye devam ediyor. Renkler Şatosu ile Tanışın Renkler Şatosu Anaokulları ve Kampüsü hakkında daha fazla bilgi almak ve çocuğunuzun eğitim serüvenindeki farkı keşfetmek için renklersatosu.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Her çocuk bir gelecek yıldızı olan Renkler Şatosu, çocuklarınıza en iyi eğitimi sunmak için yanınızda. Renkler Şatosu ile tanışın
- Genç Yaşta Büyük Buluş: Elvin Ortatepe'nin Radyasyon Kalkanı Başarısı
Ebru Özdemir, network marketing dünyasına adım attığında sadece bitkisel ürünler kullanmayı hedefliyordu. Ancak işin fırsatlarını keşfettikçe bu alanda kendini geliştirerek başarılı bir ekip kurdu ve dijital içerik üreticiliğiyle binlerce kişiye ilham kaynağı oldu. Adana’da lise öğrencisi olan 18 yaşındaki Elvin Ortatepe, sağlık çalışanlarının hayatını kolaylaştıracak bir yeniliğe imza attı. Kurşun bazlı radyasyon önleyici kalkanlara alternatif olarak, daha hafif ve çevreci bir malzeme geliştirdi. Bizmut oksit ve soya içerikli reçine kullanarak yaptığı kalkan, hem toksik maddelerden uzak hem de antibakteriyel özellik taşıyor. Ortatepe, babasının bir doktor arkadaşıyla yaptığı sohbetten ilham aldı. Kurşun kalkanların ağırlığı ve rahatsız edici yapısı üzerine düşündü ve sağlık çalışanlarına, nükleer santrallerde çalışanlara ya da uzay alanında görev yapanlara yönelik bu hafif yapılı radyasyon kalkanını tasarladı. Projesi, TÜBİTAK bölge sergisinde yer aldıktan sonra Dr. İbrahim Arıkan MEF Eğitim Kurumları Araştırma Projeleri Yarışması’nda fizik dalında Türkiye birinciliği kazandı. Elvin, "Kurşun, ağır ve zararlı bir metal. Bizmut oksit ise hafif ve çevreci bir alternatif. Gelecekte mühendis olarak insanlığa daha fazla fayda sağlamak istiyorum," diyerek projelerinin devam edeceğini belirtti. Bu inovatif çalışmaya destek sağlayan Adana Alparslan Türkeş Bilim Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. İlkan Özkan, Ortatepe’nin projesinin bilimsel açıdan büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti ve projenin desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
- Büyük dedesinin 123 yıl önce başladığı bıçakçılığı atölyesinde yaşatıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçısı ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Servet Altınışık, büyük dedesinin 123 yıl önce başladığı ata yadigarı bıçakçılık zanaatını coğrafi işaret tescilli "Düzce bıçağı" yaparak sürdürüyor. Altınışık ailesinin bıçakçılık serüveni 1901 yılında, Trabzon'un Vakfıkebir ilçesinde yaşayan ve o dönem ismi "Hamzaoğullarından Hasan" olarak bilinen büyük dedeleri ile başladı. Ailenin nesilden nesile devam eden zanaatının 4. kuşaktan son temsilcisi, 41 yaşındaki Altınışık da 17 yıl önce ata yadigarı mesleği sürdürmeye karar verdi. O yıllarda fabrikada işçi olarak çalışan Altınışık, hobi olarak başladığı bıçakçılığı 5 yıl önce eski sanayi sitesinde açtığı atölyede mesleği haline dönüştürdü. Altınışık, bu alanda kendini sürekli geliştirerek 2020 yılında bıçakçılık alanında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçı Tanıtım Kartı ile UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını aldı. Altınışık, 17 yıldır bıçakçılıkla uğraştığını, 5 yıldır da ticari amaçlı yaptığını söyledi. Atölyesinde ürettiği bıçakları sanat eseri niteliğinde gördüğünü ifade eden Altınışık, çalışmalarına da evladı gibi sahip çıktığını anlattı. El işçiliğiyle kişiye özel bıçak tasarlıyor Kentte bu zanaatı sürdüren 3 kişi olduklarını belirten Altınışık, yaptıkları bıçakların bu yıl Türk Patent ve Marka Kurumundan "Düzce bıçağı" adıyla coğrafi işaret tescil belgesi aldığını aktardı. "Düzce bıçağını" namlusunu çelikten el işçiliğiyle kişiye özel tasarlayıp ürettiğini kaydeden Altınışık, "Düzce bıçağını diğer bıçaklardan ayıran, kabzalardaki ya da namlu kısmına yaptığımız gravürler, süslemeler. Tel kakma olabiliyor, figürler olabiliyor. Aynı zamanda heykelli figürlerle de birleştirebiliyoruz." dedi. Altınışık, kabzada doğal ve yöresel ahşap malzemeler kullandıklarına işaret ederek, "Bunun yanında geyik boynuzu, karaca boynuzu, manda boynuzu olabiliyor. Kılıflarını da kendim dikiyorum. Kılıf üzerinde kraft işlemeleri yapıyorum, dana derisi, manda derisi kullanıyoruz ağırlıklı olarak. Ahşaptan iç kılıf, sonrasında üzerine dana derisini kaplayarak, bıçağı daha uzun yıllar hizmet etsin diye muhafaza altına alıyoruz." diye konuştu. Ürettiği bıçakları Türkiye'nin birçok yerine gönderdiğini dile getiren Altınışık, şunları kaydetti: "İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi başta büyük şehirler olmak üzere 81 ilde bıçağım mevcut. Bunun haricinde bugüne kadar 16 ülkeye bıçak gönderdim. İskandinavlara, kendi modellerinde bıçak satmış bir ustayım. Fransa'ya sabit olarak ihracat yapıyorum, yakın zamanda Hollanda'ya da başladık. Müşterilerimiz ağırlıklı olarak sosyal medyadan, web sitemizden ulaşıyorlar ama en çok tavsiye üzerine beni buluyorlar."
- Ebru Özdemir: Hayallerine Ulaşan Bir Dijital İçerik Üreticisi ve Network Marketing Lideri
Ebru Özdemir, network marketing dünyasına adım attığında sadece bitkisel ürünler kullanmayı hedefliyordu. Ancak işin fırsatlarını keşfettikçe bu alanda kendini geliştirerek başarılı bir ekip kurdu ve dijital içerik üreticiliğiyle binlerce kişiye ilham kaynağı oldu. Ebru Özdemir, dijital içerik üretimi, çocuk gelişimi ve network marketing alanlarında kısa sürede önemli başarılar elde eden ilham verici bir girişimci. Homm Bitkisel Danışma Kurulu Üyeliği gibi önemli pozisyonlarıyla dikkat çeken Ebru, kadın girişimciliği ve kişisel gelişim alanlarında da öncü bir rol üstleniyor. Onun hikayesi, sadece iş dünyasında değil, aynı zamanda sosyal medya platformlarında da geniş bir kitleye hitap eden bir başarı örneği. Ebru Özdemir’in kariyer yolculuğu, bitkisel ürünlerle tanıştığı andan itibaren başladı. Başlangıçta, sadece bu ürünleri kullanmak amacıyla girdiği network marketing dünyasında kendisini kısa süreli bir denemeyle sınırlı tutacağını düşünüyordu. Ancak sistemin iç detaylarını ve bu alanda başarılı olmuş insanların hikayelerini öğrendikçe, bu işin ona sunduğu fırsatları keşfetti. İnsanların elde ettiği kazançları ve başarıları görünce, kendi hayatını değiştirebilecek bir kapıyı araladığını fark etti. Böylece, kısa süreli bir deneme olarak başladığı bu yolculuk, bir kariyer dönüşümüne evrildi. Ebru Özdemir, network marketing sistemine olan inancını güçlendirdikten sonra, işine ciddi bir emek vermeye başladı. Her geçen gün kendini daha da geliştirerek, işin her alanında derinlemesine bilgi sahibi oldu. Bitkisel ürünlerin sağladığı faydaları öğrenip, bu ürünleri çevresindeki insanlarla paylaşarak bir ekip kurdu. Onun liderliği altında, ekip arkadaşları da aynı motivasyonla çalışmaya başladı ve birçok kişi kendi hayallerine ulaştı. Ebru, sadece kendi başarısını değil, ekibinin de başarısını merkeze alarak büyüdü. Başarı ve Vizyon: Ebru Özdemir’in network marketingdeki başarısının temelinde, güçlü bir vizyon ve disiplin yatıyor. "Hayatımı değiştirebileceğim işi buldum" diyerek başladığı bu yolculukta, hedefleri doğrultusunda hızla ilerleyen Ebru, sadece iş dünyasında değil, sosyal medyada da geniş bir takipçi kitlesine sahip. Instagram’da 20 bin takipçisiyle dijital içerik üretimi yapan Ebru, hem işini hem de kişisel hayatını dengeli bir şekilde yönetiyor. Dijital içeriklerinde hem iş hayatından hem de kişisel hayatından kesitler sunarak, izleyicilerine gerçek bir yaşam hikayesi sunuyor. Takipçileri için ilham kaynağı olan Ebru, birçok kişiyi network marketing dünyasına çekmeyi başardı. İleriye Yönelik Planlar: Ebru Özdemir’in hedefleri burada bitmiyor. O, daha geniş kitlelere ulaşarak, daha fazla kişinin hayatına dokunmayı ve onların da başarı hikayelerine katkı sağlamayı hedefliyor. "Kendi hayat hikayeni yazmak, birçok kadının hayatına dokunmak ve başarıya ulaşmak senin elinde" diyerek herkesi bu mücadeleye davet ediyor. Kendisini sürekli geliştirmeye devam eden Ebru, network marketing alanında daha fazla kadının önünü açarak, kadın girişimciliğini desteklemeyi sürdürüyor. Ebru Özdemir, network marketingde elde ettiği başarılarla birlikte, hem iş dünyasında hem de sosyal medyada geniş bir kitleye hitap eden güçlü bir isim haline geldi. Bitkisel ürünlerle başlayan bu yolculuk, ona hayatında yepyeni kapılar açtı ve kendisini geliştirme fırsatı sundu. Şimdi, yeni yol arkadaşları arayan Ebru, herkesin kendi hikayesini yazabileceğine inanıyor ve mücadeleye cesaret edenleri bu yola davet ediyor. Hayallerine ulaşan Ebru Özdemir’in hikayesi, pek çok kişiye ilham olmaya devam ediyor. İnstagram adresi için tıklayın
- Temizlik İşçisi Olarak Başladığı Yolda Patronluğa Yükselen Aysun Macit’in İlham Verici Başarı Hikayesi
Samsun’un Vezirköprü ilçesinde emekli bir vatandaş, hobi olarak başladığı işinde kovan sayısını 25’e çıkartarak, kilosu 400 TL’den 500 kilo bal üretmeye başladı. Samsun'un Bafra ilçesinde dünyaya gelen ve zorluklarla mücadele ederek iş dünyasında kendine yer edinen Aysun Macit, azmi ve kararlılığıyla herkese ilham veriyor. 1989 yılında vasıfsız işçi olarak bir tekstil atölyesinde temizlik yaparak başladığı kariyeri, onu büyük bir başarıya taşıdı. İlk başlarda sadece temizlik işleri yaparken, zamanla makine kullanmayı öğrenen Macit, mesleğinde hızla yükselmeye başladı. İş yerindeki azmi ve çalışkanlığı sayesinde önce şef, ardından da usta pozisyonlarına yükseldi. Macit’in büyük atılımı, 2016 yılında KOSGEB’den aldığı 48 bin lira hibe ile başladı. Bu hibe ile 7 makine satın alarak kendi işini kuran Macit, kısa sürede işlerini büyütmeyi başardı. Özellikle LC Waikiki gibi büyük markalarla çalışarak, işini daha da ileriye taşıdı. İşletmesinde 54 kişilik bir ekiple başlayan Macit, 2018 yılına gelindiğinde ise asıl büyük adımını atarak, yıllar önce temizlik işçisi olarak girdiği firmayı bünyesine kattı. Bugün, 380 kişilik dev bir ekibi yöneten Aysun Macit, tekstil sektöründe büyük başarılara imza atmaya devam ediyor. Katar, Ukrayna gibi uluslararası pazarlara ihracat yapan Macit, Türkiye’nin tekstil sektöründe önemli bir oyuncusu haline geldi. Yaptığı işler ve elde ettiği başarılarla sektörde kendini kanıtlayan Macit, hedeflerini büyüterek çalışan sayısını 500'e çıkarmayı ve markalaşma yolunda daha büyük adımlar atmayı planlıyor. Aysun Macit, başarı hikayesini paylaşırken, hedeflerinin ve hayallerinin peşinden gitmenin önemine vurgu yapıyor. "Asla pes etmeyi düşünmedim, her zaman daha ileriye gitmeyi hedefledim," diyen Macit, kadınlara cesaretlerini toplamalarını ve hedeflerinin peşinden korkusuzca gitmelerini tavsiye ediyor. Kadınların iş dünyasında daha fazla yer almasının, ülke ekonomisine ve topluma büyük katkılar sağlayacağına inanıyor. Markalaşma Yolunda İlerliyor 34 yıllık kariyeri boyunca sürekli kendini geliştiren ve işine yenilikler katan Macit, bundan sonraki hedefinin bir marka yaratmak olduğunu belirtiyor. "Fason üretici olarak başladım ancak kendi markamı yaratma sürecindeyim. İhracata daha fazla odaklanarak, adım adım bu yolda ilerlemeyi hedefliyorum. Ekibimle birlikte büyük işler başardık ve markalaşma sürecinde daha da güçlü bir ekip olacağız" diyerek gelecekteki planlarından bahsediyor. Aysun Macit’in hikayesi, iş dünyasında karşılaşılan engellerin azim ve kararlılıkla nasıl aşılabileceğini ve en alttan başlayarak büyük başarılara imza atılabileceğini gösteren bir örnek olarak dikkat çekiyor.
- Hobi olarak başladı, kilosu 400 TL’den 500 kilo bal üretiyor
Samsun’un Vezirköprü ilçesinde emekli bir vatandaş, hobi olarak başladığı işinde kovan sayısını 25’e çıkartarak, kilosu 400 TL’den 500 kilo bal üretmeye başladı. Vezirköprü’nün Ağcaalan Mahallesi’nde ikamet eden 60 yaşındaki Metin Koç, bal üretimi faaliyetini sürdürüyor. Hobi olarak başladığı arıcılıkta bal üretim aşamasına geldiğini ifade eden Metin Koç, “Emekli olmadan önce hayalimde olan ve hobi olarak başladığım arıcılığı isteyerek ve severek yapıyorum. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün açmış olduğu kurslara katılarak arının bakımı, kaliteli bal üretimi, pazarlaması gibi pek çok alanda bilgi sahibi oldum. Aldığımız eğitim sayesinde arıcılığı ve bal üretimini daha bilinçli yaptım ve bu kovan sayımızın artmasına büyük katkı sağladı” dedi. Bal kalitesine arttırmak için lavanta dikti Arıların yayılımına ve bal kalitesine katkı oluşturması için arı çiftliğinin önünde bulunan 2 dönüm alana lavanta diktiğini söyleyen Koç, “Arıları yaylalara götürmek yerine ormanlarda bulunan bitkileri ve çiçeklerin ekimini ve dikimini arı çiftliğimizin önüne yaptık. Mevcut kapasitemizle 500 kilo bal üretiyorum. Balın kilosunu 400 TL’den satıyorum. Hem aile ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyorum. Üretmek beni çok mutlu ediyor. Hedefim kovan sayısını ve bal üretimini artırmak” diye konuştu.
- Balkonlara yerleştirilecek panellerle evde kullanım için güneşten elektrik elde edilebilir
Trakya Üniversitesinde (TÜ) yapılan araştırma, balkon korkuluklarına doğru açıyla yerleştirilen fotovoltaik panellerle konutlarda kullanılan elektriğin bir bölümünün güneşten sağlanabileceğini gösterdi. TÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dinçer Akal ve çalışma ekibinde yer alan Doç. Dr. İlhan Umut, Dr. Öğr. Üyesi Ozan Akı ve mühendis Taşkın Tez, balkon korkuluklarına konulacak fotovoltaik panellerin verimliliğini etkileyen parametrelerle ilgili araştırma yaptı. Panelleri farklı açılara getirerek enerji verimliğini inceleyen ekip, güneş enerjisi kullanımı açısından atıl durumda olan balkonlardan elde edilecek enerji katkısını ve sağlanacak tasarrufu analiz etti. Akal, temiz ve yenilenebilir enerji kaynağı olan güneşten enerji üretimi anlamında yararlanmanın çok önemli olduğunu söyledi. Güneş enerjisine olan talebin dünya genelinde arttığını belirten Akal, ekibiyle birlikte panel kurulumunun tercih edilmediği balkonlarla ilgili kapsamlı bir araştırma yaptıklarını ifade etti. Balkon ve teras gibi alan gölgeliklerine güneş panelleri kurulumları yapılarak ilave bir enerji üretimi sağlanabileceğini dile getiren Akal, "Konutun tükettiği elektrik miktarına bağlı olarak 1000 dolar gibi çatı kurulumuna göre çok daha küçük bir bütçeyle elektrik enerjisi üretimi ve verimi etkileyen faktörleri analiz ettik. 3 ay boyunca bu panellerden veri aldık." dedi. Kurulum yapılan alanın büyüklüğü, seçilen panelin gücü, güneşin geliş açısı ve diğer parametrelere göre elde edilen enerji miktarının değişeceğine işaret eden Akal, şunları kaydetti: "Ancak standart bir evi ve balkonun büyüklüğünü göz önüne aldığımızda o evin gün içindeki televizyon, bilgisayar, telefon ve diğer ürünlerin şarj edilmesi, ampullerin kullandığı enerjiyi 3-4 saat karşılayabiliyor. 90 derece eğimle konduğunda neler oluyor? O senaryoda 5 dakikada bir veri alarak 3 ay boyunca inceledik. Diğer açıları ele aldık. Biz, sistem parametreleri ve tasarım düzgün seçildikten sonra panelin 90 derece değil de 20-30 derece eğimle konmasını öneriyoruz. Balkonda bunu tam olarak yapmak mümkün olmayabilir ancak 90 derece konduğunda 30 derecelik eğime göre yüzde 50 den daha fazla verim düşüyor. Biz 20 derecelik bir eğimle iyi bir sonuç elde ettik." "Alan büyüdükçe tasarruf alanı artar" Akal, vatandaşların küçük bir yatırım bütçesiyle 20-25 yıl ömürlü panellerden enerji elde edebileceğine dikkati çekti. Yapılan çalışmanın balkona konulan panellerin verimliliğinin istenilen düzeyde olduğunu gösterdiğini anlatan Akal, şöyle devam etti: "Toplam tüketim içinde yüzde 10 tasarruf sağlanabilir. Daha fazla panel seçildiğinde, daha büyük bir balkon ve veranda kullanıldığında tasarruf oranı artar. Ancak bununla birlikte yatırım maliyeti de yükselir. Bu panellerin 20-25 yıl ömrü var. Bizim amacımız ek bir ilaveyle tasarruf sağlamak. Basit kurulumla prize takıp bu enerjiden faydalanabiliriz. Elektrik kesildiğinde jeneratör vazifesi görebilir. Eğer tasarım bir konutun elektrik tüketimine göre projelendirilirse yüzde 10 enerji tasarrufu sağlanabilir. Hatta balkon kapatma veya teras gölgeliklerinde daha fazla sayıda güneş paneli kullanıldığında bu oran çok daha fazla olacaktır."
- Türkiye 5 Milyon Tonluk Elma Üretimiyle Dünya Üçüncüsü Oldu!
Türkiye, yıllık 5 milyon tonluk elma üretimiyle dünya sıralamasında üçüncü sırada yer alıyor. Elma ve elma suyunda ihracat, Ocak-Ağustos döneminde %27 artarak 321 milyon dolara yükseldi! Elma İhracatındaki Büyük Artış Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Hayrettin Uçak, elma ve elma suyu ihracatındaki büyümenin dikkat çekici olduğunu belirtti. 2024’ün ilk sekiz ayında, Türkiye'nin elma suyu ihracatı %33 artışla 181 milyon dolara, taze elma ihracatı ise %21 artışla 140 milyon dolara ulaştı. Hindistan 53 milyon dolarla en büyük elma alıcısı olurken, Irak ve Rusya da önemli pazarlar arasında yer aldı. ABD Zirvede! Elma suyu ihracatında ABD, 96 milyon dolarlık taleple başı çekiyor. Amerika'nın ardından Hollanda 16 milyon dolarla ikinci, İtalya ise 7 milyon dolarlık taleple üçüncü sırada. 🇺🇸🇳🇱🇮🇹 Türkiye, 2024 yılı sonunda toplamda 500 milyon dolarlık elma ve elma suyu ihracatı hedefliyor. Türkiye'nin Elma Üretimi Türkiye, 60 milyon dikili elma ağacıyla yılda 4.8 milyon ton elma üretiyor. Dünya genelinde ise elma üretimi 78 milyon ton olarak tahmin ediliyor. Türkiye, Çin ve ABD'nin ardından üçüncü sırada. Elma üretiminde öne çıkan şehir Isparta, 1.2 milyon ton yıllık üretimiyle lider konumda.











