top of page

Boş arama ile 785 sonuç bulundu

  • Simay Ohara: Bilinç aklın pusulasıdır

    Simay Ohara, yurt dışında aldığı eğitimlerle bireylerin içsel dünyalarına dokunurken, yazarlık ve enerji terapistliğiyle yaşamı daha bilinçli ve pozitif deneyimlemeleri için rehberlik ediyor. Simay Ohara, sadece İzmir’de değil, dünyada da enerji terapisi ve yazarlık alanında adını duyuran güçlü bir isim. Yurt dışında aldığı ileri seviye terapi eğitimleriyle, zihinsel ve ruhsal sağlık konularında uzmanlaşan Simay, bireylere bilinçli bir yaşam sürme ve içsel dengeyi bulma yollarını sunuyor. Kişisel blog yazıları, verdiği terapiler ve gerçekleştirdiği bilinç ve farkındalık sohbetleriyle geniş bir kitleye hitap eden Simay Ohara, bireylerin içsel yolculuklarında onlara rehberlik ediyor. Yeni kitabı "Seçim Yaratır (Zamanı Şimdi Mi?)" ile hayalperest ruhlara sesleniyor. Kitap, dünyayı değiştirme arzusuna sahip, farklı olduğunu hisseden bireylere rehber niteliğinde. Simay Ohara, yaşamın enerjisinin ve bilincin nasıl yönlendirilebileceğine dair pratik araçlar sunarak okuyucularını, kendi keşif yolculuklarına çıkmaya davet ediyor. Simay, yurt dışında aldığı eğitimlerle edindiği bilgi birikimini, terapi ve yazarlık alanlarında birleştirerek modern dünyada sıklıkla kaybolan içsel huzuru yeniden keşfetmenin yollarını paylaşıyor. Onunla gerçekleştirilen bilinç ve farkındalık sohbetlerinde, yaşamın enerjisini daha bilinçli ve pozitif bir şekilde nasıl kullanabileceğimize dair önemli ipuçları bulmak mümkün. Ohara’nın geniş yazarlık deneyimi, ona sadece ruhsal değil, zihinsel açıdan da derin bir perspektif sunuyor. İzmir’de başlayan bu yolculuk, hem Türkiye'de hem de dünya genelinde birçok kişiye ilham kaynağı olmuş durumda. Simay Ohara’nın rehberliğinde, yaşamı daha farkında ve enerjik bir şekilde deneyimlemek isteyenler, onun sunduğu şifa dolu bu yolculuğa katılmak için sabırsızlanıyor. Simay Ohara: İzmir’den Dünyaya Şifa ve Bilgelik Sunan Yazar İzmir'de yaşayan enerji terapisti ve yazar Simay Ohara, ruhsal ve fiziksel şifaya odaklanarak bireylerin içsel yolculuklarına rehberlik ediyor. Blog yazıları ve enerji terapileriyle pek çok insana dokunan Simay, bu kez kalemiyle okuyucularını "Seçim Yaratır (Zamanı Şimdi Mi?)" adlı kitabında topluyor. Kitap, evrende farklı olduğunu hisseden ve dünyayı değiştirebileceğine inanan hayalperestlere hitap ediyor. İçsel dengelerini bulmak ve hayatlarını tutkuyla yaşamak isteyenler için Simay, kendi keşif yolculuğunu samimi bir dille anlatıyor. "Seçim Yaratır" ile okuyucular, yaşamlarını kolaylaştıracak ve hayatlarına derin anlamlar katacak araçlar edinecekler. Kitabı Satın Almak İçin Tıkla

  • Yılın Ahisi seçilen Yaşar usta geleneksel motifleri ilmek ilmek camilere işliyor

    Trabzon'da baba mesleği ahşap oymacılığı sürdüren 79 yaşındaki Yaşar Ercin'in sanatının izleri, camilerin kapı, minber, mihrap ve vaaz kürsülerinde göze çarpıyor. Trabzonlu 79 yaşındaki ahşap oyma ustası Yaşar Ercin, geleneksel motifleri ilmek ilmek camilerin kapı, minber, mihrap ve vaaz kürsülerine işliyor. Akçaabat ilçesinde yaşayan Ercin, ilkokul yıllarında baba mesleği ahşap oymacılığa merak sardı. Ağabeyi ve babasından zanaatın inceliklerini öğrenen Ercin, bu sayede mesleğe ilk adımını atmış oldu. Babasının 1983'te vefatının ardından ağabeyi ve kardeşiyle işlerin başına geçen Ercin, kendisini camilerin ahşap oymaları konusunda geliştirdi. Yaklaşık 41 yıldır geleneksel motifleri camilerin kapı, minber, mihrap ve vaaz kürsülerine ilmek ilmek işleyen Ercin, ilerleyen yaşına rağmen mesleğini ilk günkü heyecanıyla sürdürüyor. "Babadan gelen bir zanaat, böyle de devam ediyoruz" Zanaatı ve kişiliğiyle çevresinden takdir toplayan ve Trabzon'da "yılın ahisi" seçilen Ercin, AA muhabirine, babasının ve ağabeyinin eskiden marangozluk yaptığını, kendisinin de zanaatı onlardan öğrendiğini söyledi. Baba mesleğini o günden itibaren sürdürdüğünü dile getiren Ercin, "Gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz. Yaş 79 oldu. Babadan gelen bir zanaat, böyle de devam ediyoruz." ifadesini kullandı. Ercin, meslekte geliştirecek eleman bulmakta zorlandıklarına işaret ederek, kendisinin bu işi hobi olarak gördüğü için yapmaktan mutluluk duyduğunu aktardı. Maddi olarak işten beklentisinin olmadığını belirten Ercin, "Benim maddi yönden bu işi yapmaya şu anda ihtiyacım yok ama tezgahlar rahmetli babamın yıllardan beri elini sürdüğü, kendisinin yaptığı tezgahlar. Biz kardeş olarak da birbirimize çok bağlıyız. Büyüğümüze de saygımız çoktur, küçüğümüzü de severiz. Böyle yetiştik, böyle gidiyoruz." diye konuştu. "Bir caminin içerisine ne lazımsa onları tamamlıyoruz" Ercin, yaptıkları işlere Osmanlı ve geleneksel motifleri işlediklerini anlatarak, "Zanaatımızı seviyoruz. Zorlukları ne kadar olursa olsun baba mesleğimizi severek yapıyoruz." dedi. Tamamen ahşapta el işçiliğine yönelik çalıştıklarını ifade eden Ercin, yaptıkları motifleri yaklaşık 1 ayda ilmek ilmek işleyerek gün yüzüne çıkardıklarını kaydetti. Ercin, yurt içinin yanı sıra yurt dışında da minber, mihrap, kürsü gibi bir caminin içerisine ne lazımsa onları yaptıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Buradan iki defa Hollanda'ya mihrap, minber yaparak gönderdik. Yurt içinde de Trabzon ve ilçelerinin yanı sıra Bayburt, Kelkit, Köse, Erzincan, Giresun, Dereli'ye de ürünler yaptık. Maun ağacından kapılarımız, mihraplarımız var. Yıllardır camilere yönelik bu işi yapıyoruz." Yılın ahisi seçilmekten mutluluk duyduğunu dile getiren Ercin, "Tek bir kalfamız var. O da 47-48 senedir bizimle. Her zaman işin yapıcı tarafındayız." dedi.

  • Otizmlilerin çalışma hayatında yer alması için işbirliği protokolü imzalandı

    Tohum Otizm Vakfı ile Arvato Lojistik arasında imzalanan protokol çerçevesinde, otizmlilerin çalışma hayatına katılımlarının artırılması ve iş yerlerinde başarıyla yer almaları amaçlanıyor. Tohum Otizm Vakfı ile Arvato Lojistik arasında, otizmli bireylerin çalışma hayatında yer almasına yönelik projenin hayata geçirilmesi için işbirliği protokolü imzalandı. Vakıftan yapılan açıklamaya göre, hayata geçirilecek projeyle otizmli bireyler Arvato Lojistik bünyesinde istihdam edilecek. Projeyle, otizmlilerin çalışma hayatına katılımlarının artırılması ve iş yerlerinde başarıyla yer almaları amaçlanıyor. Bu kapsamda Arvato Lojistik, otizmlilerin adaptasyon süreçlerini kolaylaştırarak iş gücüne katılımlarını destekleyen "Destekli İstihdam Modeli"ni şirket bünyesinde uygulamaya başlıyor. Tohum Otizm Vakfı ve Arvato Lojistik, hayata geçirdikleri bu projeyle, otizmlilerin iş hayatına katılımını desteklemenin yanı sıra toplumsal farkındalığı artırarak daha kapsayıcı bir iş dünyası yaratılmasına katkı sunmayı hedefliyor. Otizmlilerin kendilerini rahat hissedebilecekleri çalışma ortamı yaratılacak Proje kapsamında, Tohum Otizm Vakfı Otizmliler Kariyer Merkezi öncelikle şirket bünyesinde kapsamlı bir iş analizi gerçekleştirerek işbirliğine başladı. Projede, otizmlilerin ihtiyaçlarına uygun düzenlemelerin yapılması ve işe uyum süreçlerinin kolaylaştırılması için şirket bünyesinde çalışacak iş koçuna 2 ay boyunca kapsamlı eğitim verilecek. Eğitim sürecinin ardından bir yıl içerisinde vakıf, iş yerinde otizmlilerin ihtiyaçlarına uygun düzenlemelerin yapılması ve işe uyum süreçlerinin kolaylaştırılması için yerinde danışmanlık hizmeti sunacak. Arvato Lojistik ayrıca, çalışanlarına otizm konusunda farkındalık çalışmaları gerçekleştirecek. Tüm bu hazırlık süreçleri ile otizmlilerin kendilerini rahat hissedebilecekleri verimli bir çalışma ortamı yaratılacak. "Otizmli bireylerin iş ve sosyal hayata kazandırılmaları konusunda önemli bir adım" Açıklamada görüşlerine yer verilen Tohum Otizm Vakfı Başkanı Aylin Sezgin, gerçekleştirdikleri iş birliğinin otizmli bireylerin eğitimlerini tamamlamalarının ardından iş ve sosyal hayata kazandırılmaları konusunda önemli bir adım olduğunu belirtti. Sezgin, bu tür projelerin artması ile daha fazla otizmlinin iş hayatında yer alma fırsatı yakalayarak kendi ayakları üstünde durabilen yetişkinler olabileceğini ifade etti. Arvato Lojistik Genel Müdürü Umur Özkal da şirket bünyesinde çalışacak iş koçunun alacağı kapsamlı eğitim süreci sonrasında 4 otizmli bireyi istihdam etmeyi hedeflediklerini aktardı. Özkal, "Şirketimizin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık politikaları çerçevesinde otizmli bireylere de bu fırsatın sunulmasını önemsiyor hem sektörümüze hem de diğer tüm sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere örnek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. İş dünyasında daha çok otizmlinin yer almasının hem işverenlere hem de çalışma ortamına değer katacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı. Otizmlilerin istihdam edilmesine yönelik çalışmalarını 2010 yılından bu yana sürdüren vakıf, faaliyetlerini mart ayında Tohum Otizm Vakfı Otizmliler Kariyer Merkezi çatısı altında topladı. Vakıf bu merkezle, otizmlilerin istihdam süreçlerini daha etkili şekilde yönetmeyi ve yaygınlaştırmayı amaçlıyor.

  • Neslihan Baykal Yakışan: Sağlıklı Yaşamın Kapılarını Açan Başarılı İş İnsanı

    Neslihan Baykal Yakışan, iş dünyasında sağlıklı yaşam ve güzellik alanında yaptığı çalışmalarla öne çıkan bir isimdir. İşletme ve Halkla İlişkiler Eğitimlerine ilaveten bir çok sağlıklı yaşam konularında seminer kurs sertifika programlarının ardından bağımlılık, bağımlılıkla mücadele sigarayı bırakma terapileri, kilo kontrolü ve zararlı alışkanlıkları sona erdirme konularında önemli başarılara imza atmıştır. Nunmora Sağlık ve Güzellik Merkezi’nin kurucusu olan Yakışan, Biorezonans terapisi ile bu konularıda entegre ederek sağlıklı yaşam felsefesini yeniden inşa etme imkanı sunmaktadır. Kurumunda Sağlık ve Zinde Yaşam Odaklı, modern yaşamın getirdiği stres ve sağlıksız alışkanlıklarla mücadele etmek için kişiye özel çözümler sunmaktadır. Yakışan, farklı uygulamalar ve biorezonans terapileri ile bedenin enerji dengesini sağlamayı ve zararlı frekansları vücuttan temizlemeyi amaçlamaktadır. Yüzlerce danışanı sigarayı ve alkolü bırakmış, aynı zamanda kilo verme süreçlerinde başarılı sonuçlar elde etmiştir. Kendisinden danışmanlık alan kişilerin deneyimleri, Nunmora'nın etkili bir çözüm merkezi olduğunu kanıtlamaktadır. Danışanların memnuniyeti kurumun ilk hedefidir. Bir çok danışanın burada sigarayı bıraktığını ve yaşam kalitesinde ciddi bir artış yaşadığını belirten yazı ve videoları bulunmaktadır. Topluma Katkıları ve Fayda Sağlayan bir çok STK larda yönetim kurulu üyeliği ve en son olarak da Türkiye Yeşilay Cemiyeti Bakırköy Şube Başkanı olarak görev almış; toplumda sağlıklı yaşam bilincini yaymak için birçok faaliyet göstermiştir. Sosyal sorumluluk faaliyetleri ve projelere organize ederek zararlı alışkanlıklarla mücadelede topluma katkı sunarken, geniş kitlelere ulaşarak sigara ve alkolün zararları hakkında farkındalık yaratmıştır. Çeşitli etkinlikler ve seminerlerle toplumda sağlıklı yaşam konusunda bilgilendirme yaparak geniş bir izleyici kitlesine ulaşmıştır. Başarılarının Ardındaki Motivasyon Sağlıklı yaşam ve kişisel gelişim üzerine olan tutkusuyla tanınan Neslihan Baykal Yakışan, kurumda sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda ruhsal sağlığı da göz önünde bulundurarak kişiye özel farklı programlar ve terapi yöntemlerini uygulamaktadır. Sigarayı bırakma, kilo verme ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, kaygı , stres konularında faaliyet gösteren kurumuyla toplumda fark yaratmıştır. Türk İş Kadınları Başarı Ödülleri’nde kazandığı ödüllerle de bu başarılarını taçlandırmıştır. Yakışan’ın hedefi, daha fazla insana ulaşarak sağlıklı yaşamı bir alışkanlık haline getirmeye yönelik çalışmalara öncülük etmektir. Nunmora Sağlık Merkezi, sunduğu terapilerle bu hedefe katkı sağlamaya devam etmektedir. Aynı zamanda Türkiye çapında düzenlediği sağlıklı yaşam seminerleri ve etkinliklerle, bireylerin yaşam kalitesini artırmayı misyon edinmiştir. Neslihan Baykal Yakışan: Sağlıklı Yaşamın Öncüsü ve 20. Yılında Ödüllerle Taçlandırılan İş Kadını Neslihan Baykal Yakışan, iş dünyasında 20. yılını kutlayarak önemli bir başarıya imza attı. 2024 yılında Türk İş Kadınları Başarı Ödülleri’nde “Adım ve İtibar Ödülü”nü kazanan Yakışan, sağlıklı yaşam alanındaki öncü çalışmalarıyla tanınıyor. Bir çok STK larda yönetim kurulu üyeliği ve en son olarak da Türkiye Yeşilay Cemiyeti Bakırköy Şube Başkanı olarak görev alan ve Nunmora Sağlık Merkezi’nin kurucusu olan Yakışan, biorezonans terapisi, sigara bırakma programları ve sağlıklı yaşam alanındaki inovatif yaklaşımlarıyla geniş kitlelere ulaşmaktadır. Nunmora Sağlık Merkezi’nin Kurucusu Kurucusu olduğu Nunmora Sağlık Merkezi ile Yakışan, sağlıklı yaşamın her alanında danışanlarına destek sunmaktadır. Biorezonans terapisi gibi ileri seviye tedavi yöntemleriyle insanların zararlı alışkanlıklarını bırakmalarına, dengeli bir yaşam tarzı benimsemelerine yardımcı olmaktadır. Kişiye özel beslenme programları ve sağlıklı kilo verme süreçlerinde elde edilen başarılı sonuçlar, Yakışan’ı sağlık sektöründe önemli bir isim haline getirmiştir. Toplum sağlığı konusunda da aktif bir rol oynayan Neslihan Baykal Yakışan, düzenlediği etkinlikler ve seminerler ile toplumda farkındalık yaratmayı sürdürmektedir. Özellikle sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıkların bırakılmasına yönelik çalışmaları, topluma katkı sağlamış ve birçok insanın hayatında olumlu değişiklikler yaratmıştır. Başarılarının Ardındaki Kararlılık Yakışan, sağlıklı yaşam konusundaki bilgi ve deneyimlerini bireylere sunarak, yaşam kalitelerini artırmayı misyon edinmiştir. Türk İş Kadınları Başarı Ödülleri’nde kazandığı "Adım ve İtibar Ödülü" ile başarısını taçlandıran Yakışan, gelecekte de sağlıklı yaşam bilincini yaymaya ve insanlara sağlıklı bir hayat sürdürmeleri için rehberlik etmeye devam etmektedir. İş İnsanı Neslihan Baykal Yakışan Kimdir? Neslihan Baykal Yakışan, Halkla ilişkiler ve İşletme mezunu, uzman bir terapist ve iş kadınıdır. Sağlıklı yaşam biliminde aldığı eğitimler ile kendini bu alanda uzmanlaştırmış, özellikle sigarayı bıraktırma konusundaki uzmanlığı ile bir çok ödüle layık görülmüştür. Sağlıklı yaşam ve sağlık turizmi alanında kendini sürekli geliştiren ve danışanlarının hayatını kolaylaştıran başarılı uzman yaptığı diyet programları ile alternatifi bol seçenekler ile keyifli bir kilo verme sürecini yaratarak danışanlarında büyük bir başarı oranı yakalamıştır. Bu başarı sayesinde alanında en tanınır uzmanlardan biri olmayı başarmıştır. Onlarca sağlıklı yaşam Kongresi ve Sempozyumu düzenleyen başarılı uzman ulusal basının en çok bilgi aldığı isimlerdendir. Ayrıca Başarılı Uzman bir çok STK larda yönetim kurulu üyeliği ve en son olarak da Türkiye Yeşilay Cemiyeti Bakırköy Şube Başkanı olarak görev almıştır. Topluma Katkısı ve Bilinçlendirme Çabaları Takdir Görüyor Çeşitli etkinliklerde bilgi ve deneyimlerini paylaşarak geniş kitlelere ulaşmayı başaran Neslihan Baykal Yakışan, sağlıklı yaşam konusunda farkındalık yaratıyor. Sağlıklı Yaşama geçişteki teşvikleri, bilinçli beslenme önerileri ve yaşam kalitesini artırıcı ipuçları, ile toplum tarafından takdir gören başarılı iş kadını bir çok kuruluşunda dikkatini çekiyor. Onlarca farklı kuruluştan ödül alan başarılı Terapist son olarak Türk İş Kadınları Başarı Ödülleri gecesinden ödülle döndü.

  • 27 Yıl Sonra İş Hayatına Atıldı, Hibelerle Çiftlik Sahibi Oldu!

    48 yaşındaki Süreyya Kozak, evlendikten sonra uzun yıllar boyunca herhangi bir işte çalışmadı ancak içindeki girişimcilik ruhu ve hayvancılık sevgisi onu harekete geçirdi. Uşak’ın Banaz ilçesine bağlı Baltalı köyünde yaşayan Kozak, Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'ndan (TKDK) aldığı 1 milyon 300 bin liralık hibe desteğiyle 3 bin 100 metrekarelik büyük bir çiftlik kurarak hayalini gerçeğe dönüştürdü. Girişimcilik ve Azim Bir Arada Süreyya Kozak, yıllarca iş hayatında aktif rol almasa da kırsal kalkınma projelerine büyük ilgi duyuyordu. Köyünde doğup büyüyen Kozak, çocukluk hayali olan büyükbaş hayvancılığa adım atarak, kendi işletmesini kurmanın yolunu buldu. 27 yıl sonra iş dünyasına geri dönen Kozak, bu yolda devlet desteğinin önemine vurgu yapıyor. TKDK’dan aldığı hibeyle, 48 gebe düve satın aldı ve çiftliğinde süt üretimine başladı. Bugün, günde 600 litre süt üreten Kozak, tüm hayvanlarının doğum yapmasıyla bu kapasiteyi 1 tona çıkarmayı hedefliyor. Hayalleri Gerçeğe Dönüştürdü Kozak, "Çocukluk hayalimi gerçekleştirdim. Çiftlik kurmak ve büyükbaş hayvancılık yapmak hep aklımdaydı, ancak bunun için hem finansal destek hem de bilgi gerekiyordu. Devletin sağladığı hibeler sayesinde bu hayalimi gerçekleştirme fırsatı buldum" diyerek duygularını dile getirdi. Çiftlik kurmanın kolay olmadığını, ancak doğru planlama ve kararlı bir duruşla başarıya ulaşmanın mümkün olduğunu belirtti. Kadın Girişimcilere İlham Oluyor Süreyya Kozak, özellikle kadın girişimcilere örnek teşkil ediyor. "Evde oturmak yerine hayallerinizin peşinden gidin" mesajını veren Kozak, kırsal bölgelerde yaşayan kadınlara devletin sunduğu destekleri takip etmeleri çağrısında bulunuyor. Kozak’ın bu süreçte aldığı desteklerle sadece kendi hayatını değiştirmekle kalmadığı, aynı zamanda bulunduğu bölgeye de ekonomik katkı sağladığı biliniyor. Gelecek Planları: Damızlık Hayvan Satışı Süreyya Kozak’ın hedefleri bununla da sınırlı değil. Hali hazırda sürdürdüğü süt üretiminin yanında, damızlık hayvan yetiştiriciliğine de adım atarak bu alanda bölgedeki diğer üreticilere öncülük etmeyi planlıyor. Kozak, çiftliğinin daha da büyüyüp gelişmesi için çalışmalarını sürdürüyor ve bu alanda daha fazla kadının iş dünyasına kazandırılmasına katkıda bulunmayı hedefliyor. Devlet Desteğiyle Kırsalda Kalkınma Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sunduğu hibeler ve destek programları, kırsal bölgelerdeki kalkınmanın önünü açıyor. Süreyya Kozak’ın başarı hikayesi, bu desteklerin nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğinin en güzel örneklerinden biri. Üretime katılmak isteyen kadın girişimciler için umut verici bir yol açan Kozak, azim ve kararlılıkla hayallere ulaşmanın mümkün olduğunu gösteriyor.

  • Adanmışlıkla Geleceği İnşa Etmek: Banu Cankut’un İlham Veren Öğretmenlik Hikayesi

    Eğitimde Sınırları Kaldıran Bir Lider: Banu Cankut, Öğrencilerine İlham Vermeye Devam Ediyor Banu Cankut, Türkiye’de eğitim alanında fark yaratan isimlerden biri olarak, sadece akademik başarıyı değil, öğrencilerine hayata dair değerler kazandırmayı hedefleyen bir eğitim lideri olarak tanınıyor. Alanya Türkler Güzel Sanatlar Lisesi’nin müdürlüğünü yapan Cankut, özellikle kız çocuklarının eğitimine verdiği önem ve öğrencilerine sunduğu ilham verici yaklaşımıyla birçok projeye imza attı. Cankut’un öğretmenlik yolculuğu, her çocuğun bir değer olduğuna ve onların potansiyellerinin keşfedilmesinin önemli olduğuna inanan bir anlayışla şekilleniyor. Banu Cankut, Türkiye’de eğitim alanında fark yaratan isimlerden biri olarak, sadece akademik başarıyı değil, öğrencilerine hayata dair değerler kazandırmayı hedefleyen bir eğitim lideri olarak tanınıyor. Alanya Türkler Güzel Sanatlar Lisesi’nin müdürlüğünü yapan Cankut, özellikle kız çocuklarının eğitimine verdiği önem ve öğrencilerine sunduğu ilham verici yaklaşımıyla birçok projeye imza attı. Cankut’un öğretmenlik yolculuğu, her çocuğun bir değer olduğuna ve onların potansiyellerinin keşfedilmesinin önemli olduğuna inanan bir anlayışla şekilleniyor. Elmadağ’da Kız Çocuklarının Eğitimi İçin Verilen Mücadele Banu Cankut, Elmadağ Hasanoğlan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde okul müdürü olarak görev yaparken, kız çocuklarının eğitimine verdiği önemle dikkat çekti. Yöre halkını kız çocuklarını meslek liselerine göndermeleri konusunda bilinçlendirmek için köy köy, kahvehane kahvehane gezerek halka kızlarını okutmalarını anlattı. "Ağalar beyler, kızlarınızı meslek liselerine gönderin" diyerek, kız çocuklarının sadece evlenip yuva kurmalarının değil, eğitim alarak meslek sahibi olmalarının önemini vurguladı. Kahvehanelere giren bir kadın olarak önce şaşkınlık yaratsa da, Cankut’un samimi ve kararlı duruşu yöre halkı tarafından büyük saygı gördü. Bu adanmışlık dolu çabası, kız çocuklarının eğitimine ve toplumun gelişimine büyük katkı sağladı. Banu Cankut, bu mücadelesiyle sadece bir eğitim lideri değil, aynı zamanda toplumsal değişimin de bir savunucusu oldu. Alanya’da Sosyal Sorumluluk Projeleri Banu Cankut’un Alanya Türkler Güzel Sanatlar Lisesi’nde müdürlük yaptığı dönemde, sadece akademik anlamda değil, sosyal sorumluluk projeleriyle de öğrencilerini geliştirmeye büyük özen gösterdi. Huzurevlerine düzenlenen ziyaretler, köy okullarına yapılan yardımlar ve sosyal farkındalık etkinlikleriyle öğrencilerini hayata hazırladı. Özellikle “Orada Bir Köy Uzakta Değil, Kalbimizde” projesi kapsamında köy okullarına müzik aletleri tanıttılar ve resim alanı öğrencileri, çocuklarla birlikte boyama etkinlikleri düzenledi. Ayrıca, köy çocuklarına çeşitli hediyeler dağıtarak etkinliklerini taçlandırdılar. Banu Cankut’un liderliği altında okulun müzik ve resim alanlarındaki öğrencileri, bu projelerde yer alarak sosyal sorumluluk bilinci kazandı. Sanatta Büyük Başarılar Banu Cankut’un liderliğindeki öğrenciler, uluslararası bir yarışmada 5 altın ve 1 gümüş madalya kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Bu başarılar, Cankut’un öğrencilerine verdiği ilhamın bir yansıması olarak görülüyor. Onların yeteneklerini keşfetmek ve geliştirmek için gösterdiği çaba, sadece okulun değil, aynı zamanda öğrencilerin de başarısını artırdı. Eğitim Felsefesi: "Kaybedecek Tek Bir Öğrencimiz Bile Yok" Banu Cankut, makam kapısının önüne astığı Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kaybedecek tek bir öğrencimiz bile yok" sözünü, öğretmenlik hayatının felsefesi haline getirmiştir. Bu anlayışla her öğrencisine değer veren Cankut, onların potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak için büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Eğitimdeki bu kararlı duruşu, onu öğrenciler ve veliler arasında bir lider ve rol model haline getirmiştir. Ödüllü Öğretmen Banu Cankut, Elmadağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “24 Kasım Öğretmenler Günü” etkinliklerinde, “Öğrenciler ve öğretmenler arası meslekte unutulmaz an” yarışmasında büyük bir başarıya imza attı. Hasanoğlan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü olarak “Pembe Elbise” başlıklı anısıyla yarışmaya katılan Cankut, birinci oldu ve ödüle layık görüldü. Bu ödül, Cankut’un mesleğine olan adanmışlığını ve öğrencileriyle kurduğu özel bağın bir yansıması olarak dikkat çekti. Topuklu Ayakkabısıyla 13 Kiloluk Hiltiyi Kaldırıp Yaz Tatilinde Ustalarla Çalışan Okul Müdürü: Banu Cankut, öğrencilerine daha iyi bir eğitim ortamı sunabilmek için okulun fiziki şartlarını iyileştirmeye de büyük önem verdi. Yaz aylarında okulun tamir işlerine katılarak, ustalarla birlikte çalıştı ve okulun bakımını bizzat üstlendi. Eline 13 kilogramlık hiltiyi alıp, okulun bakım ve onarımında görev almak, onun liderlik anlayışının bir yansımasıdır. Cankut, okulun her yönüyle ilgilenerek öğrencilerine en iyi eğitim koşullarını sunmak için çalıştı. Mesleğine Adanmışlık: "Önce Öğretmenim, Sonra Anneyim" Banu Cankut, kendisini her zaman önce öğretmen, sonra anne olarak tanımlıyor. "Atanmadım, adandım" diyerek öğretmenlik mesleğine olan bağlılığını vurgulayan Cankut, mesleğine ve sabra olan aşkıyla tanınan bir okul müdürü. Öğrencilerine ve eğitimine duyduğu bu derin bağlılık, onun öğretmenlik yolculuğunu benzersiz kılıyor. Yeni Görev Yeri: Hüseyin Girenes Fen Lisesi Son olarak, Banu Cankut, Hüseyin Girenes Fen Lisesi’nin müdürü olarak atanmıştır. Kimya alanında uzmanlaşan ve 10 yıllık okul müdürlüğü deneyimi bulunan Cankut, bu yeni görevinde fen lisesi öğrencilerine rehberlik etmeye hazırlanıyor. Eğitimdeki liderlik anlayışı ve geçmiş başarıları, Hüseyin Girenes Fen Lisesi’nde de fark yaratacağının bir göstergesi.

  • Kübra Denizci Keskin: Hayallerinde Engel Tanımadı, Avrupa’dan Çifte Kupa ile Döndü

    16 yaşında bir kazayla tekerlekli sandalyeye mahkum kalan Kübra Denizci Keskin, azmi ve kararlılığı sayesinde Türkiye’nin ilk engelli kadın ralli pilotu oldu. Son olarak Avrupa Ralli Şampiyonası'nda kazandığı iki kupa ile motor sporları dünyasında zirveye adını yazdırdı. Kübra Denizci Keskin, Türkiye'nin ilk engelli kadın ralli pilotu olarak motor sporlarındaki azmi ve başarılarıyla dünyaya ilham veriyor. 16 yaşında bir kazada boynunu kırıp omurilik yaralanması geçiren Kübra, tekerlekli sandalyede sürdürdüğü hayatına rağmen, hayallerinden asla vazgeçmedi. Açık Öğretim Lisesi'ni bitirip iki üniversite diploması alan ve yıllarca fizik tedavi gören Kübra, 18 yaşında ehliyetini aldı ve motor sporlarına olan tutkusunu ralli pistlerine taşıdı. Kübra Denizci Keskin, sadece Türkiye’de değil, dünyada da omurilik yaralanması sonrası ralli yapabilen iki kadın pilottan biri olma başarısını elde etti. 2023 yılında Türkiye Tırmanma Şampiyonası'nda kadınlar birincisi olarak dikkatleri üzerine çekti. Ancak başarısı bununla sınırlı kalmadı; geçtiğimiz günlerde Avrupa Ralli Şampiyonası'nın Çekya ayağında yarışarak, 1’incilik ve 3’üncülük kupalarını kazanarak Türkiye’ye büyük bir gurur yaşattı. Motor sporlarına olan tutkusu, fiziksel engelleri aşan kararlılığı ve kendine inancı ile Kübra, tüm dünyada takdir topluyor. Uluslararası Otomobil Sporları Federasyonu (FIA), onun başarılarını tüm dünyaya duyurdu ve onun gibi engelli bireylere ilham kaynağı olduğunu vurguladı. Başarılarının ardından, Kübra, Osmangazi Belediyesi’nde çalıştığı Yazı İşleri Müdürlüğü'nde Başkan Erkan Aydın’ı ziyaret ederek sevincini paylaştı. Aydın, "Başarılarıyla hepimize ilham verdi, engelli bireylere rol model oldu" dedi. Kübra ise, "Zor bir yarıştı ama kupalarla dönmek benim için çok büyük bir mutluluk oldu," diyerek duygularını paylaştı.

  • İdealist Öğretmen İslam Aktoğ: Eğitimde Fark Yaratıyor

    Eğitimci kimliği ve idealist yaklaşımıyla tanınan İslam Aktoğ, sadece öğrencilerine değil, topluma da önemli katkılar sağlıyor. Köy okullarında eğitim kalitesini yükseltmeye yönelik projeler ve çalışmalarıyla adından sıkça söz ettiren Aktoğ, aynı zamanda yazdığı "Baba" kitabıyla da edebiyat dünyasında yer alıyor. Eğitime olan tutkusu ve öğrencilerine verdiği değer ile bilinen İslam Aktoğ, kariyeri boyunca birçok başarıya imza atmış bir eğitimci olarak tanınıyor. Aktoğ, özellikle dezavantajlı bölgelerde görev alarak öğrencilerinin hayatına dokunmayı ve onların geleceğini şekillendirmeyi kendine amaç edinmiş bir idealist öğretmen. Yıllardır görev yaptığı okullarda, sadece akademik başarıya odaklanmakla kalmayıp, öğrencilerinin sosyal ve kişisel gelişimlerini de ön planda tutan Aktoğ, “Eğitim, sadece derslerden ibaret değil. Çocuklarımızın geleceğe güvenle bakabilmeleri, özgüvenli ve donanımlı bireyler olarak yetişmeleri çok önemli” diyerek eğitim felsefesini özetliyor. İslam Aktoğ, köy okullarında yaptığı çalışmalarla ve öğrencilere sunduğu çeşitli projelerle adından sıkça söz ettiriyor. Özellikle köydeki çocukların eğitim fırsatlarını artırmak için yaptığı çalışmalar, bölgedeki eğitim kalitesini büyük ölçüde artırmış durumda. Hem veliler hem de öğrenciler, bu idealist öğretmenin çalışmaları sayesinde eğitimde büyük ilerlemeler kaydettiklerini dile getiriyor. Çanakkale’nin En Uzak İlçesinden Birincilik Geldi! Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından organize edilen Eğitimde Kaliteyi Arttırma Projesi’nde, köyden gelen öğrencilerin çoğunlukta olduğu bir okul, il genelinde birincilik kazandı. İlçenin merkeze en uzak ve en gelişmemiş bölgesinde bulunan okulun öğrencileri, bu büyük başarıyı köylerinden getirdikleri azim ve gayretle elde etti. Okul müdürü yaptığı açıklamada, “Bu başarı, öğrencilerimizin ve velilerimizin emeklerinin bir sonucudur. Merkeze uzak olmamıza ve imkanlarımızın kısıtlı olmasına rağmen yılmadan çalıştık. Öğrencilerimizin bu büyük başarısıyla gurur duyuyoruz” dedi. Öğrenciler ve veliler, bu önemli başarı ile bölgelerine gurur yaşatırken, bu tür projelerde gösterilen performansın tüm öğrencilere ilham kaynağı olacağına inanılıyor. Baba Kitabı: Bir Babanın Hayat Serüveninden Artakalan Mısralar İslam Aktoğ’un kaleme aldığı "Baba" kitabı, bir babanın hayat serüveninden ilham alarak yazılmış derin mısralar içeriyor. Kitap, babalık rolünün toplumdaki ve aile içindeki önemini duygusal ve şiirsel bir dille ele alıyor. Arka kapağında yer alan ifadelerle, "Gerçekliğin eli kolu bağlı, anlattıkça yaklaşıyorsun. Sana ait olan ne varsa geride bırakarak... Düşüncelerinle dokunuyorsun." sözleri, eserin derinliğini ve duygusal yoğunluğunu açıkça gösteriyor. Kitabın gelirinin bir kısmı köy okullarına aktarılacak olup, bu sosyal sorumluluk bilinci, Aktoğ’un eğitimci kimliğiyle de örtüşüyor. Yazar, bu eseriyle sadece edebi bir katkı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda topluma olan desteğini de sürdürüyor. SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN

  • Siirtli Kadın Girişimcilerin Büyük Başarısı: Salamura Yapraklar Artık Avustralya’da!

    "Kadın Girişimcilerin Emeği Dünya Pazarıyla Buluşuyor: Salamura Yapraklar Avustralya'da" Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Pirincik (Mavit) Köyü’nde kurulan kadın kooperatifi, ürettikleri salamura yaprakları Avustralya’ya ihraç ederek büyük bir başarıya imza attı. Pirinçlik Köyü Üreten Eller Kadın Kooperatifi, 2 yıl önce kurdukları 300 metrekarelik Salamura Yaprak Tesisi ile çevredeki köylerden topladıkları tayfi üzümü yapraklarını işleyip "Mavit" markasıyla satışa sunuyor. Kooperatif, İstanbul’da düzenlenen Gıda İhracat Fuarı’nda Avustralya’dan aldığı 20 tonluk siparişle uluslararası pazarda yerini aldı. Kooperatif Başkan Yardımcısı Neslihan İrgav, 16 kadınla birlikte hem yerel hem de uluslararası talepleri karşılamak için büyük bir özveriyle çalıştıklarını belirtti. “Eskiden üzüm yaprakları ziyan olurdu, şimdi hem köy kadınlarına gelir kaynağı oldu hem de markamızı dünyaya duyuruyoruz,” diyen İrgav, köy kadınlarına istihdam sağlayarak aile bütçelerine de katkıda bulunduklarını vurguladı. Kooperatif üyelerinden Yüsra İrgav da kadınların salamura yaprak üretimini bir hobi olarak gördüklerini ve Türkiye’nin dört bir yanına ürün gönderdiklerini belirtti. “Bu işi severek yapıyoruz ve şimdi Avustralya'ya ihracat yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz,” dedi. Başarılı kadın girişimciler, Avustralya ile sınırlı kalmayıp Kanada, İtalya, Almanya ve Orta Doğu'ya da ihracat yapmayı hedefliyor. Bu hikâye, kadınların emeği ve azmiyle büyüyen bir başarı örneği olarak dikkat çekiyor.

  • Girişimci Eda Kıyısin'den Yerel Bir Lezzet: Kızılcık Ekşili Çikolata

    Çankırı’da el yapımı çikolatalar üreten kadın girişimci Eda Kıyısin, yerel lezzetleri modern tatlarla buluşturmayı sürdürüyor. Kıyısin, Çankırı'nın yöresel ürünlerinden kızılcığın ekşi tadını çikolatayla birleştirerek özgün bir tat olan "kızılcık ekşili çikolata"yı geliştirdi. Daha önce Çankırı'nın meşhur kaya tuzundan yaptığı tuzlu çikolata ile büyük beğeni toplayan Kıyısin, bu kez farklı bir lezzet arayanlar için ekşi ve tatlıyı bir araya getirdi. Eda Kıyısin, bu yeni ürünü hakkında, "Kızılcık ekşili çikolata, tatlı ve ekşiyi sevenler için mükemmel bir seçenek. Şeker ve ekşiyi dengeleyen bir formül geliştirdik. Bu lezzeti herkesin, özellikle de çocukların severek tüketebileceğini düşünüyorum," dedi. Ürünü deneyenlerden Nur Sena Öztürk, "Tuzlu çikolatadan sonra kızılcık ekşili çikolatayı deneme fırsatım oldu ve gerçekten çok beğendim. Farklı ve taze bir lezzet arayan herkese tavsiye ederim," şeklinde görüşlerini dile getirdi. Eda Kıyısin, hem yöresel ürünleri tanıtmayı hem de sağlıklı ve doğal tatlar sunmayı amaçlıyor. Kızılcık ekşili çikolata, Çankırı’nın gastronomi dünyasında yeni bir yıldız olma yolunda ilerliyor.

  • Sermin Çakaloğlu: Salça ve Tarhanayla Bir Köyün Kaderini Değiştiren Kadın Girişimci

    Bursa’nın tarihi ve doğal güzellikleriyle bilinen Saitabat köyü, girişimci ruhuyla köyün kaderini değiştiren Sermin Çakaloğlu’nun liderliğinde yepyeni bir kimlik kazandı. Çakaloğlu’nun hikayesi, köyde yaşayan diğer kadınlarla birlikte büyük bir dönüşüm başlatmalarını sağladı. Bu başarı hikayesi, sadece Saitabat köyünü değil, birçok köyü etkileyen bir ilham kaynağı oldu. Köyün Kaderini Değiştiren Bir Adım Sermin Çakaloğlu’nun hikayesi, Cumalıkazık köyüne olan hayranlığıyla başladı. Cumalıkazık, bir dizi sayesinde ünlenmiş ve köy ekonomisine büyük katkılar sağlayan bir turizm merkezi haline gelmişti. Bu başarıyı gözlemleyen Çakaloğlu, neden kendi köyünde de benzer bir dönüşüm olmasın diye düşündü ve harekete geçti. İlk olarak eşinin onayını aldı ve köydeki 9 aileyi ikna ederek Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği’ni kurdu. Bu dernek, köyde yaşayan kadınların ekonomik olarak güçlenmesini ve üretken hale gelmesini sağlayacak bir projeye dönüştü. Başarıya Giden Yol: Doğal Ürünler Derneğin ilk faaliyetleri arasında köyün doğal zenginliklerinden yararlanarak çeşitli ev yapımı ürünler üretmek vardı. Sermin Çakaloğlu, kadınlarla birlikte odun ateşinde salça yaparak işe başladı. Salça, kısa sürede büyük beğeni kazandı ve ardından tarhana, erişte, ev yapımı reçeller ve ev makarnası gibi ürünler de üretim portföyüne eklendi. Bu ürünler, tamamen doğal ve katkısız olması nedeniyle büyük talep gördü. Üretime ilk başta sadece 1 ton salçayla başlasalar da, bu rakam yıllar içinde 21 tona ulaştı. Sermin Çakaloğlu ve köyün kadınları, geleneksel yöntemlerle ürettikleri bu ürünlerle ciddi bir ticari başarı elde ettiler. Ziyaretçi Akını ve Ekonomik Kalkınma Saitabat köyü, bu girişimlerin ardından hızlı bir değişim yaşadı. Sermin Çakaloğlu’nun öncülüğündeki dernek, köye gelen ziyaretçileri ağırlamak için bir ocakbaşı restoran açtı. 700 metrekarelik kapalı alanıyla ziyaretçilerini ağırlayan köy, özellikle pazar günleri büyük bir ilgi görmeye başladı. Pazar günleri 400 kişiyi ağırlayabilen köy, Bursa ve Ankara gibi şehirlerde şube açma hazırlıklarına da başladı. Köydeki bu hareketlilik, köy dışına göç eden birçok kişinin geri dönmesine ve köyün nüfusunun artmasına yol açtı. Sermin Çakaloğlu’nun önderliğinde Saitabat köyü, bölgedeki diğer köylere de örnek oldu. Bursa’da bu girişimden ilham alan 11 köy, kadın dayanışma dernekleri kurarak benzer projeler başlattı. Erkeklerin Katılamadığı Bir Başarı Hikayesi Sermin Çakaloğlu’nun girişimi, sadece köydeki kadınlar arasında değil, aynı zamanda köyün erkekleri arasında da yankı uyandırdı. Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği’nin elde ettiği başarılar, köyün erkeklerinin de ilgisini çekmeye başladı. Ancak, dernek sadece kadınlara yönelik olduğu için erkekler derneğe katılamadı. Köy muhtarı, derneğe üye olmak istediğinde kadınların itirazıyla karşılaştı ve ancak fahri üye olarak kabul edildi. Sermin Çakaloğlu, köydeki erkeklerin başlangıçta bu duruma kıskançlıkla yaklaştığını, ancak zamanla kadınların elde ettiği başarının değerini kabul ettiklerini belirtiyor. Başarılı kadın girişimcilerin yanında duran eşleri, bu başarının önemli birer destekçisi oldular. Köyün Geleceği ve Yeni Hedefler Sermin Çakaloğlu ve Saitabat köyünün kadınları, bugüne kadar elde ettikleri başarılarla yetinmeyip daha büyük hedeflere yöneliyorlar. Bursa’da ve Ankara’da doğal ürünler satacakları şubeler açmayı planlayan dernek, aynı zamanda diğer köylere de ilham vermeye devam ediyor. Sermin Çakaloğlu, bu başarı hikayesini “Köyümüz ciddi bir ekonomi yaratıyor. Yola çıkarken Cumalıkazık köyünü örnek almıştık. Şimdi onlar bizi örnek alarak köy kadınları derneği kurdu” diyerek özetliyor. Kadın Girişimciliğin Önemi Sermin Çakaloğlu’nun girişimciliği, sadece bir köyün kaderini değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda Türkiye’de kadın girişimciliğinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Sermin Çakaloğlu, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nun düzenlediği konferanslarda da sık sık adından söz ettiren bir isim haline geldi. Kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması gerektiğini vurgulayan TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için kadın girişimci sayısının artması gerektiğini ifade ediyor. Sermin Çakaloğlu gibi girişimciler, bu hedefe ulaşmanın en güzel örneklerini sunuyorlar. Bir İlham Kaynağı Sermin Çakaloğlu’nun başarı hikayesi, sadece Saitabat köyüyle sınırlı kalmayıp, ülke genelinde kadın girişimciler için bir ilham kaynağı haline geldi. Köy kadınlarını bir araya getirerek başlattığı bu yolculuk, bugün Türkiye’nin birçok bölgesinde kadınların ekonomik hayata katılmasına ilham veriyor. Sermin Çakaloğlu’nun liderliğinde, Saitabat köyü, hem ekonomik hem de toplumsal anlamda büyük bir gelişim yaşadı. Kadınların gücünü ve girişimciliğini kanıtlayan bu hikaye, Türkiye’nin her köşesindeki kadınlara, başarının sadece büyük şehirlerde değil, küçük köylerde de mümkün olduğunu gösteriyor. "

  • Tekerlekli Sandalyede Verdiği Mücadeleyle İlham Kaynağı Oluyor

    Geçirdiği trafik kazası sonrası omurilik felci olan ve 30 yıldır tekerlekli sandalyede yaşayan Semra Çetinkaya, zorlukları aşarak hem engelli bireylere örnek oluyor hem de onlara destek sağlıyor. 1994 yılında İstanbul'dan Adana'ya iş seyahati sırasında trafik kazası geçiren Semra Çetinkaya, kazanın ardından omurilik felci oldu. Kaza sırasında 32 yaşında olan ve bir sigorta acentesi sahibi olarak çalışan Çetinkaya, bu olayın hayatını köklü bir şekilde değiştirdiğini dile getiriyor. Ancak hayata karşı olan azmi ve kararlılığı sayesinde, yaşadığı zorlukları aşarak Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği'nin (TOFD) kurucuları arasında yer aldı. Şu anda dernek başkanlığı yapan Çetinkaya, uzun yıllardır omurilik felçli bireylere destek veriyor ve çevresine örnek olmayı sürdürüyor. "Ceza yediğimiz halde emniyet kemeri takmadık" Geçirdiği kazayı anlatan Çetinkaya, kazadan önce emniyet kemeri takmadıklarını ve bunun ağır sonuçlar doğurduğunu ifade etti. "Polisler bize emniyet kemeri takmadığımız için ceza yazdı ama biz bunu ciddiye almadık ve kemer takmadan devam ettik. Sonuç olarak kaza geçirdik ve hayatım tamamen değişti," dedi. Kaza sırasında aldığı ağır darbeler sonucunda felç kalan Çetinkaya, ilk yardım ekiplerinin yanlış müdahaleleri nedeniyle durumunun daha da kötüye gittiğini anlattı. "Ben kahraman olmayı seçtim" Çetinkaya, kazanın ardından yaşadığı sürecin zor olduğunu, ancak çocuklarının ona verdiği destekle hayatına devam ettiğini söyledi. Yaşadığı zorluklara rağmen pes etmeyen Çetinkaya, "Ya mağdur olabilirsiniz ya da kahraman. Ben kahraman olmayı seçtim," diyerek, yaşadığı değişimi ve azmini ifade etti. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği'ni kurarak başkalarına da destek olmak amacıyla yola çıkan Çetinkaya, "Biz burada birlikte üretmeyi seviyoruz. Yeni omurilik felçlisi arkadaşlarımıza akran danışmanlığı yapıyoruz. Herkesin hayatına dokunmak istiyoruz," dedi. "Engeller sadece fiziksel değil" Semra Çetinkaya, tekerlekli sandalyeyle karşılaştığı zorlukların yalnızca fiziksel olmadığını, zihinlerdeki engellerin de büyük bir sorun olduğunu vurguladı. "Sorunumuz sadece sokaktaki mazgallar ya da oluklar değil, asıl zihinlerdeki engellerle mücadele ediyoruz. Ancak inadına yaşamın içinde olmayı seviyoruz ve topluma faydalı bir birey olmayı sürdürüyorum," diye konuştu.

Arama Yap

bottom of page