Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Bağgöze köyünde yaşayan İdris Çetinkaya, arıcılık yaparak adeta bir başarı hikayesi yazıyor. Zorlu doğa koşullarına rağmen, 2 bin 47 metre rakımlı yüksek yaylada arıcılık yapma cesaretini gösteren Çetinkaya, devletin sunduğu desteklerle işini büyütmeyi başardı. Bu yayla, doğal florası ve temiz havasıyla arılar için ideal bir yaşam alanı sunarken, üretilen balın kalitesini ve lezzetini de artırıyor.
Arıcılık serüvenine ilk adımı atarken doğanın sunduğu zengin kaynaklardan ilham alan Çetinkaya, bugün 300 arı kovanıyla üretim yapıyor. Bu kovanlarda üretilen bal, hem yerel pazarlarda hem de Türkiye’nin farklı bölgelerinde alıcı buluyor. Çetinkaya’nın ürettiği bal, yaylanın yüksek rakımı ve temiz çevresi sayesinde lezzeti ve sağlık açısından çok değerli kabul ediliyor.
Çetinkaya, "Bu yaylanın florası çok zengin. Arılarımız, burada adeta bir çiçek cennetinde yaşıyorlar. Ürettiğimiz bal tamamen doğal, katkısız ve çok yüksek kalitede. Bu da bize olan talebi artırıyor" diyerek, yaylanın arıcılık için sunduğu avantajlara dikkat çekiyor. İdris Çetinkaya, arıcılığa başlama sürecinde devletin sağladığı desteklerin büyük rol oynadığını belirtiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sağladığı teşvikler ve desteklerle arıcılık faaliyetlerine başlayan Çetinkaya, bu destekler sayesinde üretimini artırma fırsatı bulmuş. Ayrıca, devletin sunduğu eğitim ve danışmanlık hizmetleriyle bilgi ve becerilerini geliştiren Çetinkaya, arıcılığın inceliklerini öğrenerek işinde ustalaşmış.
Çetinkaya, "Devletimizden aldığımız destekler olmasaydı, bu işe başlamak ve sürdürmek çok zor olurdu. Özellikle başlangıçta verilen destekler, arıcılığın bölgedeki yaygınlaşmasına katkı sağlıyor" diye belirtiyor.
Geleceğe Yönelik Planlar
Başarıyı elde etmekle yetinmeyen İdris Çetinkaya, geleceğe yönelik hedeflerini de büyütüyor. Hedefi, kovan sayısını artırarak üretim kapasitesini yükseltmek ve balını ulusal çapta daha geniş kitlelere ulaştırmak. Ayrıca, diğer arıcılara örnek olmak ve onlarla iş birliği yaparak bölgedeki arıcılığı daha da geliştirmek istiyor. Çetinkaya’nın hikayesi, tarım ve hayvancılık sektöründe çalışan birçok kişiye ilham veriyor. Zorlu coğrafi koşullara rağmen, devlet desteği ve kendi azmiyle büyük bir başarı elde eden Çetinkaya, bölge ekonomisine katkı sağladığı gibi, bu sektörün geleceği için de umut veriyor.
Doğayla İç İçe Bir Yaşam
Bağgöze köyünde doğup büyüyen Çetinkaya, doğayla iç içe olmanın arıcılık için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Yaylada geçirdiği zamanın, sadece arıcılık değil, aynı zamanda doğanın dengesini ve insanın bu denge içindeki yerini de öğrettiğini belirtiyor.
"Arılarla geçirdiğim her gün, doğanın mucizesine tanıklık ediyorum. Onların çalışkanlığı ve doğanın bize sunduklarını görmek, insanın doğayla ne kadar uyumlu yaşayabileceğinin en güzel örneği" diyerek, arıcılığın kendisi için sadece bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu ifade ediyor.
Bu başarı hikayesi, sadece bir üreticinin değil, aynı zamanda doğaya duyarlı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzının da örneği olarak öne çıkıyor.